Aileye Rehberlik Nasıl Olmalıdır?

Çocukların ruhsal sorunlarının tedavisinde en önemli ve vazgeçilmez metotlardan biri aileye rehberlik yapmaktır. Ruhsal sorunun kaynağı ne olursa olsun ailenin tutum ve yaklaşımının tedaviye katkısı inkar edilemez. Tamamen biyololik nedenlerle oluşan ruhsal hastalıklarda dahi ailenin çocuğa yaklaşımının tedavinin gidişini olumlu ya da olumsuz etkilediği bilinmektedir.

Çocuk ailesi ile birlikte yaşarken devamlı anne, baba ve kardeşleriyle etkileşim içindedir. Ruhsal sorunların azımsanmayacak bir kısmı çocuğun çevresiyle olan etkileşiminden kaynaklanır. Gelişme çağında tüm etkilere açık, kendini koruma ve kendine bakma konusunda aciz ve başkalarına muhtaç biri olan çocuk, çevresindeki olumsuzluklardan tahmin edilenden çok daha fazla etkilenmektedir.

Aile bu olumsuzlukları görmez ve giderme çabasına girmezse hekim ne yaparsa yapsın tedaviden sonuç almak mümkün olmaz. Örneğin, kendine güvensizlik, içine kapanıklık, mutsuzluk nedeniyle hekime getirilen bir çocuk aile içinde devamlı aşağılanıyor, hor görülüyor, en ufak hatasında dayak yiyor ise sorunun çözülmesi imkansızdır. Sorunu oluşturan ya da içinden çıkılmaz bir hale sokan aile tutumları engellenmediği sürece tedaviden sonuç alınamaz. Bu noktada hekimin en büyük görevi aileyi bilgilendirmek ve olumsuz tutumlarını ortadan kaldırmaları konusunda onlara yardım etmektir.

Özellikle 3-4 yaşın altındaki çocukların sorunlarının çözümünde daha çok aileye rehberlik yapılarak yardımcı olunur. Ailenin tutum ve davranışları gözden geçirilir, hatalı tutumlar ortadan kaldırılmaya çalışılır. Çocuğun ruhsal gelişimi anne ve babanın elinde şekillenmektedir. Yapılan hatalar ve yanl ış tutumlar telafisi mümkün olmayan son uçlar doğurabilir. Bu nedenle hekimin aileye yönelik önerileri dikkatle dinlenmeli ve uygulama konusunda gayret gösterilmelidir.