Bilgisayarsız Ergen Olur mu?

Sevgili anne-babalar, siz ister kabul edin, ister etmeyin: “Hayat bundan sonra SANAL olacak!” lcq, mIRC, Facebook, Twitter derken; bir de artık nur topu gibi bir MappLook’umuz var! Teknoloji çok hızlı gelişiyor ve bizim bu hızı durdurabilmemiz mümkün değil.

Henüz adı konulmamış bir çağ içersindeyiz ve bu çağ insana ezber bozduruyor. Bugüne kadar bize tüm öğretilenler ve sahip olduğumuz değerler yeniçağ ile birlikte siliniyor ve şu an her şey yeniden yazılıyor. Daha otuzlu yaşların başında olmama rağmen kendimi kimi zaman dinozor gibi hissediyor, resmen kültürel şok yaşıyorum. Ve biliyorum, yalnız değilim. Peki, ne
yapacağız Önümüzde iki seçeneğimiz var; ya bu durumdan şikayet edip bilgisayar ve internete savaş açacağız ya da onlarla yaşamayı öğreneceğiz.

Birinci yolu seçersek, gerçekten dinozor olduğumuz tescillenmiş olur. Ayrıca, çok da akıllıca bir davranış olmaz sanki. Düşünsenize; hızla gelişen, kullanımı artık zorunlu ve çok yaygın olan, üstüne üstlük mekansal bir sınırlaması olmayan bir teknolojiyle karşı karşıyayız. Şimdi yeniden düşünelim isterseniz; bilgisayar ve internete savaş açmak mı daha akılcı olur, yoksa onları doğru kullanmayı öğrenip, bunu da çocuklarımıza öğretmek mi?
Öncellikle şunu belirtmemde fayda var. Siz anne babalar Internet ve bilgisayar bağımlılığı konusunda kendinizi ne kadar çaresiz hissediyorsanız, aslında biz uzmanların da sizden pek farkı yok.

Tek farkınız; bunu sizlere çaktırmamaya çalışıyoruz. Ama bunda bizim de pek bir günahımız yok. Çünkü tüm insanlık olarak bir geçiş sürecindeyiz ve bu değişim süreci her meslek alanını etkilediği gibi psikiyatri ve psikolojiyi de etkiliyor. Henüz, bilgisayar ve Internet bağımlılığı için yapılandırılmış bir tedavi yöntemi yok. Bağımlılık tedavisinde kullanılan yöntemler, Internet ve bilgisayar bağımlılığı için yetersiz kalıyor. Klasik yöntemde bir sigara ya da alkol bağımlısına sigarayı ya da içkiyi hayatından çıkartması ve bunların kullanıldığı ortamlara girmemesi söylenir. Ama söz konusu bilgisayar ve internet olduğunda bunu yapabilmeniz mümkün değil. Çünkü Internet ve bilgisayar bizim hayatımızda artık olmazsa olmazımız.

Film izliyoruz, dizi seyrediyoruz, müzik dinliyoruz, sosyalleşiyoruz, ders kayıtlarımızı ya da banka işlemlerimizi on-line yapıyoruz. Ayrıca bunları yapabilmek için artık kocaman bilgisayarlara da ihtiyacımız yok; bir cep telefonu bunun için yeterli. Bununla birlikte, sigaraya ve alkole mekansal sınırlama getirilebilirken internete böyle bir sınırlama getirilmesi de mümkün değil. E peki ne olacak Hayatımızı, özellikle ergenlerin hayatını tamamıyla yönlendiren bu iki araçla ne yapacağız.

Geçen akşam, bu ve benzeri soruların konuşulduğu Prof. Dr. Kültegin Oger’in eğitimine katıldım. Kültegin Hoca’ya göre ilk önce, ergenlerin neden bu kadar internet ve bilgisayarı sevdiklerini anlamak lazım. Ergenler bilgisayar ve interneti sever çünkü;

• Aktif bir eğlencedir, TV gibi pasif değil.
• Hayatın hiçbir alanında sanal alem de aldıkları gibi hızlı ödül alamazlar. Ve ödül ne kadar hızlı olursa, bağımlılık da o kadar artar.
• Seçenek çok.
• Çok fazla dikkat gerektirmez.
• Stresle başa çıkma yöntemidir.
• Statü simgesidir.
• Ergenler sınırlarını bilmeyen yetişkinlerdir ve internetteki bu sınırsızlık onları besler.
• Ergenlere yeni bir kimlik sağlar, istedikleri karaktere bürünebilirler.
• Grup aidiyeti ergenler için çok önemlidir ve sanal dünyanın bir parçası olmak ergenlere bir gruba ait olduklarını hissettirir.
• Sosyalleşirler.
• Ergenlerin yaşları itibariyle kontrol edebildikleri tek şey bilgisayar/internettir.
Yukarıda sıralanan sebeplerdendir ki; bir ergenin hayatından bilgisayarı ve/ya da interneti çıkartmak, ona “hayattan keyif alma, yok ol!” demekle eş değerdir.
bağımlılığından daha iyi” demek gibi bir şey oluyor.

ÖneriLer... ÖneriLer...
Kültegin Hocanın ailelere önerileri ise:
• Bilgisayara internet filtresi koyun. Eğer filtreyi kırabiliyorsa, filtre koymanın anlamı yok. Bu, zaten sizin 2-1 mağlup olduğunuzun göstergesidir.
• Çocuğa hangi sitelerde sörf yapmaması gerektiğini öğretin.
• En baştan itibaren (sonradan uygulamak daha zor; bilgisayarı açık bir alana koyun ve ekran görülsün. Ama arkadan çocuğunuzun ne yazdığına bakmayın. küfürlü konuşuyor diye kızmayın, “sesi çok açık, kapat şunu’ demeyin.
• Kaç yaşında olursa olsun birlikte sözleşme hazırlayın. Ama sözleşmeyi hazırlamadan önce anne baba olarak kuralları siz kafanızda netleştirin. Ondan sonra çocuğunuzla pazarlığa oturun. Unutmayın, sözleşme çocuklara ve ergenlere kural ve sınırları öğretir.
• Kendinizi internet konusunda eğitin internet kullanmayı öğrenin.
• TV bağımlılığınızı gözden geçirin. Çocuğunuzu bilgisayarın başından kaldırıp yanınıza çağırıyorsunuz ama siz de o sırada televizyon seyrediyorsunuz. Bu, çocuğa “benim bağımlılığım senin

• 13yaşına kadar olan çocukların girdikleri siteleri takip edin ve indirdikleri belgeleri gözden geçirin.
• Küçüklerle birlikte sörf yapın, onlara öğretin.
•İnternette ana sayfa olarak sizin ana sayfanız açılsın.
• Çocuğunuz dışarı çıkarken nasıl;
— Nereye gidiyorsun?
— Kimlerle buluşacaksın?
— Yabancılarla konuşma.
— Sakın geç kalma diye soruyor ve uyarıyorsanız, aynı şeyi çocuklarınız
internette sörf yaparken de tekrarlayabilirsiniz.
• Çocuğunuzun bilgisayar ve interneti nasıl kullandığının, ne zaman kullandığının, ne için kullandığının ve motivasyonunun ne olduğunun farkında olun.
• O bilgisayardayken yanına gidin. Oyun oynuyorsa; onu yargılamadan sadece ilgilendiğinizi gösterecek sorular sorun. (Unutmayın ki, bir ergen için anne- babasının ilgilendiği şey anlamını yitirir ve sıradanlaşır.