Bir Hastalık Olarak Bağımlılık

ergenlerde intihar antalya psikiyatrsitMadde bağımlılığı tıbbi bir hastalıktır. Her hastalığın olduğu gibi bağımlılığın da biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleri vardır. Bağımlılık bir irade zayıflığı, kişilik bozukluğu ya da ahlak zayıflığı olarak değerlendirilemez. Bağımlılığa yol açabilen, kişinin hoşuna giden ve psikoaktif etkiler gösteren, herhangi bir yolla vücuda alınabilen her şeye...>

Madde bağımlılığı tıbbi bir hastalıktır. Her hastalığın olduğu gibi bağımlılığın da biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleri vardır. Bağımlılık bir irade zayıflığı, kişilik bozukluğu ya da ahlak zayıflığı olarak değerlendirilemez. Bağımlılığa yol açabilen, kişinin hoşuna giden ve psikoaktif etkiler gösteren, herhangi bir yolla vücuda alınabilen her şeye “madde” denir. Alkol genellikle ayrı olarak belirtilse de alkol de “madde” kavramına dâhildir.

Bağımlılığın özü, zararlı sonuçlarına rağmen tekrarlayan madde kullanımıdır. Başka bir deyişle alkol ya da madde kullanımı ile ilişkili sosyal, tıbbi, ailesel, mesleki ya da psikolojik sorunların yaşanmasına rağmen kişi alkol ya da madde kullanmaya geri döner. Bağımlı kişi kontrollü kullanımı sürdüremez (kontrol kaybı). Örneğin bir alkol bağımlısı içmeden aylarca, yıllarca durabilir ama az içmeyi kalıcı olarak sürdüremez. Yani içmeden durabilir ama az içerek duramaz. Bu nedenle bağımlıların, kullanıma ara verdikleri dönemler (alkol bağımlıları için ramazan ya da kutsal gecelerde sıktır) olabilir. Bu ara verme ya da kullanmadan durabilme, o kişinin bağımlı olmadığını göstermez. Çünkü tekrar içmeye başladığında az miktarda ve seyrek içmeyi sürdüremez, miktar yine artar ve sorunlar yaşanır.


Bağımlılık kronik ve tekrarlayıcı bir hastalıktır

“Alkol ya da madde kullanımı konusunda kontrol kaybı” anlamındaki bağımlılık, kronik ve tekrarlayıcı bir hastalıktır, tıpkı diabet ya da hipertansiyon gibi. Kişi bağımlı olduktan sonra bağımlı olduğu maddeyi kullanmayı bırakabilir ancak onu kontrollü olarak kullanmaya geri dönemez. Bu nedenle bağımlılık kalıcıdır, ancak kullanım durdurulabilir. Örneğin bir nikotin bağımlısı, sigara ve tütün ürünlerini bıraktıktan sonra da “tütün kullanmayan (tıbbi tabiriyle ‘remisyonda’) bir nikotin bağımlısı”dır. Bir nedenle tekrar bir tane sigara içtiğinde kısa süre sonra eski kullanım miktarına geri dönecektir. Diyabetli bir hasta diyetine çok dikkat etse ve kan şekeri hep normal sınırlarda seyretse, hiçbir şikayeti olmasa o kişi yine de “belirti vermeyen” bir diyabet hastasıdır. Tıpkı onun gibi bağımlılarda bağımlı oldukları maddeyi kullanmayı kalıcı olarak bırakıp onun bütün olumsuz etkiler inden kurtulabilirler. Ancak eski hallerine dönmek istemiyorlarsa hiçbir zaman tekrar sosyal kullanıcı olmayı denememelidirler, Alkol ya da madde kullanımına bağlı sorunlar yaşayıp kullanımı bırakan ve hayatını yoluna koyan hiçbir kişi eski haline dönmek için içmeye başlamaz. Bu durumdaki kişilerin tipik düşüncesi, bir süredir kullanmadığı için bağımlı olmadığını kanıtladığı ve ara sıra içen diğer insanlar gibi olabileceğidir. Bu nedenle başlar, bir süre aralıklı ve az kullanarak kalabilse dahi bir süre sonra problemler artarak yaşanmaya devam eder.
Bağımlılığı diğer hastalıklardan ayıran en önemli özelliklerden biri, bir yandan keyif ya da doyum vermesidir. Bağımlı kişi bütün zararlarına rağmen bağımlı olduğu şeye karşı büyük bir istek duyar ve onu kullandığında haz alır. Bu da bağımlılığın temel ikilemidir. Hatta ileri derecedeki bağımlılarda keyif alma ortadan kalktığı halde bu kullanma arzusu devam eder ve kullanım bu arzunun doyurulmasını Sağlar.

Bağımlılık ilerleyici bir hastalıktır

Bağımlılık ilerleyici bir hastalıktır. Bağımlılık süreci “deneme” ile başlar. Kişi denediği şeyden keyif alırsa tekrar yapmak ister (pozitif pekiştirme). Böylece “zaman zaman kullanma”ya başlar. Bir süre “düzenli kullanım” haline gelir (örneğin hafta sonları). Bu arada kullanıma bağlı sorunlar da yaşanıyordur ancak alınan keyif ağır bastığı için kişi bunları görmezden gelir ya da başka şeylere bağlar (inkar mekanizması). Orneğin eşinin dırdırından dolayı içtiğini söyleyen bir erkeğe eşinin dırdır ederken neler söylediğini sorarsanız, sürekli çok içtiği için eleştirdiğini söyleyebilir. Bu durum bir alkol bağımlısının hayatına ve alkole karşı yaklaşımı için oldukça karakteristiktir. Yaşadığı sorunlar nedeniyle zaman zaman kullanımı azaltma ya da durdurma çabası içine giren kişi tekrar eski haline döner ya da böyle bir azaltma/bırakma çabasını dahi gösteremiyorsa “bağımlı” olmuş demektir. Bu arada kullanılan miktar giderek artar (tolerans). Bağımlılık ilerledikçe kullanımı azaltma ya da bırakmaya bağlı yoksunluk belirtileri de görülebilir. Ancak unutulmamalıdır ki fiziksel belirtiler (tolerans ya da yoksunluk) bağımlılık tanısı koymak için şart değildir. Bağımlılığın bir hastalık olarak tanımlanması, kullanımı durdurma ya da kullanıma bağlı problemlerden dolayı sorumlu olma açısından bir mazeret oluşturmaz. Yani bağımlılık (başlayınca duramamak) bir hastalıktır ve fakat bağımlının yeniden kullanmaya başlaması kendi sorumluluğu ve tercihidir. Nasıl ki diyabet hastalığı kalori diyeti yapmayı gerektiriyorsa, alkol bağımlılığı da alkol kullanmamayı gerektirir. Bu nedenle bağımlının öncelikle bağımlı olduğunu yani “bağımlıolduğu şey karşısında güçsüz olduğunu”, onu kontrollü olarak kullanamadığını kabullenerek hiç kullanmamak için gerekli tedbirleri almaya başlaması gerekir.

Bağımlılık tanı kriterleri
Bağımlılık tanısı koymak için gerekli 7 kriter vardır. Bu kriterler alkol ve bütün maddeler için ortaktır: 12 aylık bir dönemiçinde herhangi bir zaman ortaya çıkan aşağıdakilerden üçü (ya da daha fazlası) ile kendini gösteren belirgin bir bozulmaya da sıkıntıya yol açan uygunsuz bir madde kullanım örüntüsü:

1. Niyetlendiğinden daha fazla miktar ve süre kullanmak.
2. Sürekli bırakma isteği ya da başarısız bırakma girişimleri.
3. Temin etmek, kullanmak (örn birbirinin ardı sıra sigara içme) ya da etkilerinden kurtulmak için fazla zaman harcamak.
4. Sosyal faaliyetleri, mesleki etkinlikleri, hobileri, başka zevk verici aktiviteleri azaltmak ya da terk etmek.
5. Maddeye bağlı ya da madde kullanımıyla artan fiziksel (örneğin alkolle kötüleşen mide ülseri, karaciğer hastalığı, yüksek tansiyon vb, ya da psikolojik (depresyon, bunaltı, uyku bozukluğu vb) problemler yaşamasına rağmen kullanmaya devam etmek.
6. Tolerans (istenen etkiyi sağlamak için fazla miktarda kullanmak ya da sürekli aynı miktarda kullanan bir kişide etkinin azalması).
7. Yoksunluk ya da yoksunluk belirtilerinden kaçmak için kullanmak (Her maddenin yoksunluk belirtileri kendine özgüdür).
Yoksunluk ve tolerans, bağımlılık tanısı için gerekli ya da zorunlu değildir. Bazı maddelerde (örneğin esrar, uçucular fizyolojik yoksunluk ya da tolerans olmadığı halde, bağımlıları bütün zararlı sonuçlarına rağmen tekrar tekrar kullanımı sürdürebilirler. Bu durumun tam tersi olarak, tıbbi bir nedenle (örneğin başka tedavilere cevap vermeyen kronik fizyolojik ağrı tabloları) başlanan opiyat türevi ağrı kesicilere bağımlılık olmadan tolerans gelişebilir, yoksunluk belirtileri yaşanabilir.

Bağımlılık insan hayatını tüm yönleriyle olumsuz olarak etkileyen bir durumdur.Bu nedenle tedavi ertelenmemelidir.Antalya Özel Nirvana Psikiyatri Polikliniği Psikiyatrinin her alanında olduğu gibi madde ve alkol bağımlılığının tanı ve tedavisinde de Antalya'da hizmet vermektedir.Alkol ve Madde klullanımına bağlı sorunların için bize ulaşabilirsiniz.

Prof. Dr. Ilhan YARGIÇ / Psikiyatrist
Istanbul Üniversitesi Istanbul (Çapa) Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalı Oğretim Üyesi

Kaynak:Popüler Psikiyatri Dergisi / Sayı :45