Bir Mevsim Hastalığı: Kış Depresyonu

Şimdiye kadar keyifle okuduğunuz elinizdeki dergiyi bu mevsimde okumak size zor gelse bile kendinize bir iyilik yapın ve bu yazının tamamını oku yun. Çünkü bu yazı sizin işinize yarar.

İlkbahar ve yaz deyim yerindeyse herkes in kendini şan ettiği mevsimlerdir. Bu mevsimlerde kimse eve kapanmak istemez. Güneşli güzel günlerde kendini parklara, sahillere atar insanlar. Geceleri de gökyüzü ile yıldızımız barışıktır. Mehtaplı p gecelerde uçsuz bucaksız gök kubbeye bak arak huzur buluruz. Gelgelelim önce sonbahar, ardından da kış etkisini hissettirmeye başladığında şarjımız azalır.

Öyle ki, “İmkanım olsa Eylül ayından Mart ayına kadar uyumak isterdim” deriz; “zira pilim zayıflıyor, şarj edilmeye ihtiyacım var.” Çoğumuz mevsime alıştıkça bu sorunu aşar. Ama bu duygu hali süreklilik kazanırsa desteğe ihtiyacınız var demektir. Sonbahar, her sene hayatımıza bir kısır döngü olarak girdiğinde bazılarımız, sebebini bile tam anlayamadan herkesten ve her şeyden elini eteğini çekmek ister. 0 kasvetli, soğuk ve karanlık günlerde kimseyi görmek istemeyiz. Öyle ki kişi, elinde olsa kış uykusuna yatıp iki mevsimi de uyuyarak geçirmek ister.

Fakat bu mümkün değildir. Herkeste bulunduğu sanılan bu duygu hali bir mevsim depresyonudur ve sadece bu depresyona meyilli insanlarda ortaya çıkar. Depresyona giren kişi de bunu ancak etrafına baktığında görür. Bakar ki, hayat devam ediyordur. Herkes onun gibi nedensiz bir sıkılma, huzursuzluk, keyifsizlik, hiçbir şey yapmak istememe halleri içinde değildir. Bazıları tıpkı yaz aylarındaki gibi mutludur.

Oysa şarjı azalanlar için sonbahar ve kış aylarında her zaman yapılan, gündelik işler bile külfettir. İşe gitmek gibi önemli sorumluluklar ise daha büyük çaba ister. Depresyona giren kişi, yataktan kalkar kalkmasına ama kalktığı andan itibaren akşam tekrar yatacağını beklemeye başlar. Çünkü onun için en güz el an, uyku anıdır.

Ruhunuz mevsim değişikliğine hazır olsun
Sonbahar ve kış aylarında bazı belirtilerle ortaya çıkan depresyon türüne Mevsime Bağlı Duygusal Rahatsızlık (SAD) ya da Mevsimsel Depresyon diyoruz. Bu depresyon, ilkbahar ya da yaz başlangıcına kadar devam eder. Dolayısıyla senenin yarısını verimsizleştirme gibi bir risk doğurur. SAD’ın daha az görülen bir türü ise ilkbahar sonlarında ya da yaz başlangıcında başlayıp sonbaharda sona eren “Yaz Depresyonu”dur.

SAD kadınlarda erkeklere oranla 4 kat daha fazla görülür. Çoğunlukla yirmili yaşlarda başlayıp kırklı yaşlara kadar mevsimsel değişimlerde görülen bir durumdur. Mevsimlere göre kendimizi nasıl hissettiğimiz önemlidir. Zira uyku ve temel alışkanlığımız her yıl mevsimlere göre değişiklik gösterdiği için hayatımızı yasal derecede etkiler. Bu yüzden temel anlıklarımızdaki değişimin işlevselliğimizi etkileyip etkilemediğini fark etmem iz gerekir. Fakat bu teşhisi kendi kendin ize koymamanız çok önemlidir.

Çünkü Mevsimsel Depresyon olarak tanımladığımız durum daha karmaşık psikiyatrik problemlerin parçası olabilir. Ayrıca bir fiziksel rahatsızlığın depresyona yol açmadığından da emin olunması gerekir.Mevsimsel Depresyon, bir mekanda uzun süre kalmaktan ötürü hissedilen sıkıntılardan farklıdır. Eğer depresyon belirtisi taşıdığınızı düşünüyorsanız tam ve eksiksiz bir teşhis için bir doktora görünmelisin iz. Sağlık uzmanı olan bir kişi depresyon un seviyesini belirlemeli ve uygun tedavi türünü önermelidir.

Mevsimsel Depresyon sorunu olan kişilerde üzüntü, kaygı, genel faaliyetlerle alakalı ilgi kaybı, sosyal aktivitelerden geri çek ilme, konsantrasyonda güçlük gibi birçok depresyon belirtisi görülür. Aşırı yorgunluk ve enerji seviyesinde düşme, artan uyku ihtiyacı, karbonhidratlara karşı çok yoğ un istek, artan iştahla birlikte kilo alma, yalnız kalma isteği gibi belirtiler de sıklıkla gözlenir. Peki Mevsimsel Depresyon’un sebepleri nelerdir? Rahatsızlığın nedeni kesin olar ak bilinmemekle birlikte bu konuda ileri sürülmüş bazı teoriler mevcuttur. Rahatsızlıkta diğer hastalıklarda olduğu gibi gen etik yatkınlık çok önemlidir. Bu hastalık, genelde kişinin ailesinde de ortaya çıkar. Teorilerden biri melatonin adı verilen ve geceleri salgılanan hormonun ruh durumumuz üzerindeki etkisi, hastalığın şiddetini artırır.

Bu hormon, vücudun biyolojisini ve ritmini ayarlar. Melatonin arttıkça genellikle seratonin azalır. Bunu bağlı olarak insanlardaki hayati fonksiyonlar yavaşlamaya, uyku moduna geçme ye başlar. Gecelerin uzaması ve gündüzle ı-in kısalması ile birlikte güneş ışınların dan faydalanma oranlarımızda değişin medyana gelir. Böylece sonbaharla birlikte karanlıkta daha fazla melatonin hormonu salgılanır.

Gün ışığına daha az maruz kalma sonucunda ruh halini, uykuyu v hormonları düzenleyen biyolojik saat, kışın daha yavaş çalışmaya başlar. Gün ışığı ile birlikte melatonin azalır ve insanla dinlenip, zindeliğe kavuşur. Böylece gün enerjiyle başlarız. Melatonin hormonu, kış aylarında yaz aylarında olduğundan daha fazla salgılanır ve kişide voltaj düşüklüğü ne sebep olur.
Mevsimsel Depresyon’un sebepleriyle ilgili bir diğer bir teori ise sinirler arasında bilgi iletimini sağlayan ve nörotransmitter olarak adlandırılan beyin kimyasallarını: (seratonin gibi) mevsimsel depresyona yakalanan bireylerde değişime uğradığıdır.

Mevsimlerle barışmada alternatif çözümler

Mevsimsel Depresyon’un tedavisinde öncelikle tanıyı netleştirmek ve hastalık hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Buna uygun olarak doktor kontrol ünde, ilaç tedavisine başlayabilirsiniz. Ne ile mücadele ettiğinizi bilirseniz hastalıkla baş etme yöntemlerini öğrenebilir ve aşağıdaki çözüm yollarını uygulayabilirsiniz:
• Işık kutusu satın alıp belirli bir süre o ışıktan faydalanın. Ya da bu tedavi yöntemini kullanan kilniklerden yardım alın. Çünkü araştırmalar, ışık terapisinin, kışın gün ışığından yararlanmanın azalmasına karşı bir önlem olarak mevsimsel depresyon tedavisinde etkili bir yöntem olduğun u göstermektedir. Böylece vücudunuz melatonin yerine serotinin hormonu salgılamaya başlayacak. Siz de “pilinizi şan etmiş” olacaksınız.
• Kapalı ve bulutlu havalarda bile canınız istemese bile- kendinizi zorlayıp her gün dışarıda biraz zaman geçirin. Gün ışığının etkileri yararlı olacaktır.
• Yeme alışkanlığınıza dikkat edin. Daha sonradan kilo probleminizle uğraşmak ve onun getireceği depresyon halinden uzak kalmak için sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Eğer bunu yapmakta zorlanıyorsanız diyetisyenlerden yardım isteyin.
• Hareket, serotonin salgılanmasını artırır. Bu yüzden haftada 3 gün, günde 30 dakika egzersiz yapın. “Haftada 3 gün, 30 dakika çok” der gibi dediğinizi duyuyorum. Siz elinizden geleni yapın. Yeter ki hareket halinde olun.
• Kendinizi ait hissettiğiniz çevrelerden uzak kalmak istediğiniz bir dönemdesiniz. Ama kesinlikle içinizdeki sesi dinleyip yatmayı tercih etmeyin. Sosyal çevrenizle vakit geçirin. Yeni çevreler edinmeyi erteleyebilirsiniz. Çünkü alıngan ve hassas döneminizde olduğunuzdan sıkılabilirsiniz.
• Hobilerinize devam edin, pes etmeyin. Hobiniz yoksa bile eskiden hoşlandığınız hobileri aktifleştirin. Erteleme huyunuzun sesini kesin. Hiçbir sorun, sihirli değnekle dokunulmuş gibi bir anda çözülmez, bu yüzden kendinizi zorlayın. Başlamadan önce “İşe yaramaz” ya da “Yapsam da zevk almam” gibi düşünceler sizi engellemeye çalışacak. Siz yine de deneyin. Denediğinizde kaybettiğiniz bir şey olmayacak. Aksine yeni alternatif çözümleri deneme fırsatınız olacak. İşe yararsa bu durumun üstesinden gelip o anınızı güzel geçirmiş olacaksınız.
• Paranız ve zamanınız varsa sıcak ülkelere gidebilirsiniz.
• Yaz SAD’ına sahip olan kişiler, yazları tatile çıkabilme ihtimallerinin yüksek olması sebebi ile daha soğuk yerleri tercih edebilirler. Aynı şekilde hobilerini kayak, soğuk havuz, akşamları denize girmek olarak belirleyebilirler. Gezi için de yayla gibi serin yerleri tercih edebilirler.
• “Bunların hepsi çok zor. Bunları yapacak motivasyonum yok” diyorsanız kendinize bir iyilik yapıp profesyonel yardım alın. Güzel günler sizin olsun.