Deliryum

Olgu Sunumu: Ansızın Konfüzyona Giren Yaşlı Bir Kadın

79 yaşında, emekli bir okul öğretmeni olan Bayan T. oturduğu bölgede şaşkın ve yönünü yitirmiş bir şekilde dolaşırken bulunmasının ardından acil servise getirilmiştir. Eşinin basit bir ameliyat için 10 günlüğüne hastaneye yatırıldığı bir kaç ay öncesine dek sağlığı yerinde gözükmektedir. Eşi eve döndükten yaklaşık bir ay sonra, eşi ve ayrı bir evde yaşayan evli iki kızı Bayan T.'nin zihinsel durumunda belirgin bir değişiklik fark etmişlerdir. Biraz hiperaktif ve fazla enerjik hale gelmiştir, sinirli ve tedirgindir, gece uykuya dalmakta güçlük çekmektedir ve öleceğine dair kuşkulara kapılmıştır. Ölüme hazırlanmakta, Orta Batı'dakİ yakınlarını son bir kez ziyaret etmek istemektedir.

Bayan T., konfüzyona ve depresyona ilişkin yakınmaları yaklaşık bir hafta sürdükten sonra bir psikiyatriste götürülmüş ve kendisine depresyon tanısı konularak imipramin ve haloperidol başlanmıştır. Bu ilaçların başlanmasından kısa bir süre sonra ajitasyonu azalmış, ancak Bayan T. yakın geçmişteki olayları anımsamakta güçlük çekmeye başlamış, yönelimi daha bozuk ve şaşkın hale gelmiştir. Bu sıkıntılar sürmüş ve bir gün Bayan T. polisi arayarak kendisinin, verilen ilaçlar yoluyla zehirlendiğini söylemiştir. Zaman ve yer yönelimini kaybetmiş, şaşkınlaşmış, enkontinans geliştirmiş ve evden amaçsızca çıkarak dolaşmaya başlamıştır. Biriyle karşılaştığında karşısındakine sözlü ya da fiziksel saldırıda bulunabilmektedir.

Bayan T. muayeneye getirildiğinde, tamsına ilişkin ilk izlenim demans türünde bir hastalık zemininde gelişen psikotik depresyon şeklinde olmuştur. Danışılan hekim, Bayan T.'de ağız kuruluğu, kabızlık, kalp çarpıntısı gibi bazı antikolinerjik yan etkiler saptamış ve tüm ilaçlarının kesilmesini önermiştir. Tüm ilaçlan kesildikten sonra Bayan T.'nin durumu hızla düzelmiştir: Psikotik düşünceleri ve saldırganlığı kaybolmuş, ajitasyonu ve konfüzyonu gerilemiştir.

Ancak ilerleyen haftalarda Bayan T.'nin bilincinde, şaşkın ve yönelimi bozuk hale gelmesine yol açan geçici bulanıklık dönemleri görülmeye devam etmiştir. Oturduğu çevrede şaşkın bir durumda gezerken bulunmuş ve incelenmesi için acil servise getirilmiştir.

Bayan T.'nin, geldiğindeki ruhsal durum muayenesinde zaman ver yönelimin olmadığı, ajitasyon gösterdiği ve konfuzyonda olduğu görülmüştür. Hastanın eşiyle yapılan bir görüşmeden, Bayan T.'nin yakın geçmişteki Öyküsüne ilişkin önemli bir bilgi ilk-kez ortaya çıkmıştır. Bu bilgi daha önceki incelemelerde ortaya çıkmamış olduğundan başlangıçtaki tedavi planında göz önüne alınmamıştı. Bayan T. uzun yıllardır ayağa kalktığında gelişen baş dönmesi ve sersemlik halinden yakınmış ve zaman zaman kalıcı yaralanmaya yol açmayan düşmeler yaşamıştır. Depresyon ve konfüzyon belirtileri görülmeye başlamadan kısa bir süre önce, Bayan T. bir gece düşmüş ve ertesi sabah eşi tarafından yatağının yamnda şaşkın bir durumda bulunmuştur. Bu tür düşmelere her ikisi de alışık olduklarından ne Bay T. ne de Bayan T. bunu pek önemsememişler ve Bayan T.'nin doktoruna bundan söz etmemişlerdi. Bilgisayarlı tomografi (BT) İncelemesinde subdural hematom saptanmış ve boşaltılmıştır. Bu işlemden sonra Bayan T.'nin konfüzyonu ve yönelim bozukluğu tümüyle kaybolmuş ve kendisi eski işlevselliğine kavuşmuştur.

DSM-IVtTR tanı ölçütlerine göre. Deliryum

Dikkati belirli bir konu üzerinde odaklama, sürdürme' ya da yeni bir konuya kaydırma yetisinde azalma ile giden bilinç bozukluğu (yani, çevrede olup bitenin farkında olma düzeyinin azalması).

Daha önceden varolan, yerleşik ya da gelişen demaris ile açıklanamayan algı bozukluğunu ortaya çıkması ya da bilişsel değişiklik (bellek, yönelim, dil bozukluğu gibi) olması.

Bu bozulduk kısa bir süre içinde gelişir (genellikle saatler ya da günler içinde) ve gün içinde dalgalanmalar gösterme eğilimi taşır.

DSM-IV-TR tanı ölçütlerine göre Bağlı Deliryum [Genel Tıbbi Durumu Belirtiniz]

Dikkati belirli bir konu üzerinde odaklama, sürdürme ya da yeni bir konuya kaydırma yetisinde azalma ile giden bilinç bozukluğu (yani, çevrede olup bitenin farkında olma düzeyinin azalması).

Daha önceden varolan, yerleşik ya da gelişen demans ile açıklanamayan algı bozukluğunu ortaya çıkması ya da bilişsel değişiklik (bellek, yönelim, dil bozukluğu gibi) olması.

Bu bozukluk kısa bir süre İçinde gelişir (genellikle saatler ya da günler içinde) ve gün içinde dalgalanmalar gösterme eğilimi taşır.

Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen verilerde bu bozulduğun genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı olduğuna ilişkin kanıtlar vardır.

Kodlama notu: Deliryum, daha önceden varolan Vasküler Demansın üzerine binmiş ise 290.41 Vasküler Demans, Deliryumla Giden koduyla deliryumu belirtiniz.

DSM-IV-TR tanı ölçütlerine göre Madde Entoksikaşyonu Deliryumu

Dikkati belirli bîr konu üzerinde odaklama, sürdürme ya da yeni bir konuya kaydırma yetisinde azalma ile giden bilinç bozukluğu (yani, çevrede olup bitenin farkında olma düzeyinin azalması).

Daha önceden varolan, yerleşik ya da gelişen demans ile açıklanamayan algı bozukluğunu ortaya çıkması ya da bilişsel değişiklik (bellek, yönelim, dil bozukluğu gibi) olması.

Bu bozukluk kısa bir süre içinde gelişir (genellikle saatler ya da günler içinde) ve gün içinde dalgalanmalar gösterme eğilimi taşır.

Öykü, fizik muayene ya da laboratuvar bulgularından elde edilen verilerde aşağıdakilerden 11) ya da (2)'nin kanıtları vardır:

A ve B Tanı Ölçütlerindeki belirtiler Madde Entoksikasyonu sırasında ortaya çıkmıştır. tedavi için kullanılan bir ilaç bu bozuklukla etiyolojik olarak ilişkilidir.

Not: Bilişsel belirtiler ancak, genelde entoksikasyon sendromuna eşlik eden belirtilere göre çok daha fazla ise ve bu belirtiler klinik yaklaşımda bulunmayı gerektirecek derecede ağır ise Madde Entoksikaşyonu tanışı yerine bu tanı konulmalıdır.

*Not: Tedavi için kullanılan bir ilaçla ilişkili ise bu tam Madde Kullanımının Yol Açtığı Deliryum olarak kaydedilmelidir.

Deliryum Ayırıcı Tanı Kılavuzu

Bu olgu sunumu, önemli bir nokta olan geç başlangıçlı psikopatolojilerin yeni gelişen birincil ruhsal bozukluktan çok, ilaç yan etkisine, genel tıbbi duruma ya da her ikisine birden bağlı olabileceğini örneklemektedir. Bu durumun sık olarak atlanması şaşırtıcıdır. Deliryum ile gelen hastalara sıklıkla, yanlış olarak depresyon tanısı konularak, belirtileri artıran ve kısır döngüye yol açan ilaç tedavileri verilmektedir. "Psikopatoloji", tedavisi değil nedeni olan ilaç azaltıldığında ya da kesildiğinde, düzelecektir. Bu açıdan Bayan T.'nin, tüm ilaçlarının kesilmesinden sonra düzelmesi öğreticidir.

Bu olgu aynı zamanda hastanın öyküsü hakkında, özellikle belirtiler ani ve geç başlangıçlıysa, olabildiğince çok bilgi toplanmasının önemini ortaya koymaktadır. Bayan T.'nin düşmeleri, yakın dönemdeki kafa travması gibi hastaya ve ailesine önemsiz gelen olaylar eksiksiz inceleme ve tedavi için çok önemli olabilir.

Deliryum tanısı koymak için hekim, belirtilerden bilişteki bozulmanın ve dikkate ilişkin güçlüklerin sorumlu olup olmadığına karar vermelidir. Deliryum belirtileri genellikle kısa bir süre içinde gelişir ve gün içinde değişkenlik gösterir. Bayan T., biliş değişiklikleri (bellek yitimi, şaşkınlık, yönelim bozukluğu) ve zaman ve yer hakkındaki şaşkınlık ve evden yürüyerek uzaklaşma ile belli olan bilinç düzeyinde değişiklikler ile başvurmuştur.

Deliryum genel tıbbi duruma, bir maddeye ya da ilaca, ya da sıklıkla olduğu gibi çoğul nedenlere bağlı olabilir. Hekimlerin bu duruma hazırlıklı olmaları için, DSM-IV-TR'de "Çoğul Etiyolojiye Bağlı Deliryum" kategorisine yer verilmiştir. Çok sık rastlanılan bir çoğul etiyoloji örneği, etken olan genel tıbbi durumun ve bunun tedavisi için kullanılan ilacın birlikte yol açtığı deliryumdur. Bayan T.'nin ilk belirtilerine subdural hematom neden olmuş gibi görünmektedir. Fakat daha sonra tedavi amacıyla başlanan ilaçlar belirtileri şiddetlendirmiştir. Deliryum belirtileri değerlendirilirken, eğer sadece bir özgül neden varsa, onun bulunması ve düzeltilmesi önemlidir. Ancak belirtileri şiddetlendiren başka nedenlerin varlığının araştırılması da her zaman fayda sağlar. Bu, özellikle altta yatan genel tıbbi duruma bağlı olarak şiddetlenme olasılığı yüksek "Alkol Yoksunluğu Deliryumu" (deliryum tremens [DT]) için geçerlidir. Eğer birden fazla etiyoloji varsa her biri ayrı kodlanmalıdır. Madde Entoksikasyonu Deliryumu tanısı sadece, bilişsel belirtiler madde entoksikasyonunda görülebilecek olanlardan daha fazla olduğunda konulmalıdır.

Deliryumun akut belirtileri ortadan kalkıncaya kadar, kişide demans olup olmadığının değerlendirilmesi güçtür. Bayan T.'nin belirtileri, deliryum tanısı ile uyumlu olacak şekilde aniden gelişmiş ve kısa sürmüştür. Belirgin kon- füzyon ve dikkate ilişkin sorunları ilgilendiren belirtiler gibi, belirtilerin ve rahatsızlıkların uyku-uyanıklık döngüsü içindeki dalgalanması da deliryum için tipiktir.

Deliryum tanısı, Bayan T.'nin durumunda olduğu gibi, ajitasyon halindeyken görüldüğünde kolay kolay atlanmaz. Hasta sakin olduğunda gözden kaçırılması daha olasıdır. Bu gibi durumlarda deliryum hali hatalı şekilde depresyon, demans ya da normal pasiflik olarak algılanabilir. Bir huzurevindeki ya da hastanedeki bir çok hastada, yalnızca sistematik klinik görüşmeyle fark edilebilecek dikkati çekmeyen yönelim kaybı bulunabilir.

Deliryumda Tedavinin Düzenlenmesi

Deliryum acil bir tıbbi durumdur. Tedavide hızla tıbbi yaklaşım ve tedavi girişimlerinin uygulanması üzerinde odaklanmak gerekir. Deliryumun sebebinin belirlenmesiyle hızla düzeltilebilecek ciddi risk ve komplikasyonları vardır. Altta yatan neden sıklıkla düzeltilebilir. Ancak tedavi edilmediğinde, de- liryuma yol açan her neyse ciddi tıbbi komplikasyonlara ve geri dönüşümü olmayan bilişsel bozukluklara (örn. demans ya da Amnestik Bozukluk) yol açabilir. Hekim tedavi edilmeyen deliryumda mortalité oranının yüksek olduğunu unutmamalıdır. Yargılayabilme ve olanların farkında olma yetilerindeki zayıflık nedeniyle kişi kaza, intihar ya da saldırgan davranışa maruz kalma riski taşımaktadır. Örneğin Bayan T. dezoryante durumda yürüyerek evden uzaklaşmış ve karşılaştığı yabancılara sözlü ve fiziksel saldırgan davranışlarda bulunmuştur. Deliryuma yönelik müdahale hastanın güvenliğine, uygun tıbbi değerlendirme ve tedaviye ilişkin önlemleri içeren yapılaştırılmış bir ortam sağlanması gereklidir.