Karşıt Gelme Bozukluğu Bu Çocuklar Herşeye Karşı

Özellikle okul öncesi bazı çocuklarda otorite ye karşı gelme davranışının çok belirgin olarak gözlendiğini fark edebiliyoruz. Bu çocuklar aslında düşünmeden, yorum yapmadan hemen hızlıca “HAYIR” deme meyilindedirler.

Çocukluk dönemi; sürekli yeni şeyler öğrenme, yeni davranışları benimseme ve buna bağlı olan süreçte de otorite figürü ile zam an zaman tartışmaların geçtiği bir zaman kesiti olarak tamamlanabilir. Daha 1 yaşından itibaren çocuklar kendi istek ve arzulan doğrultusunda hareket etme eğilimindedirler. Biz anne ve babaların uyanları ve koyduğumuz sınırlar sayesinde çocuk sosyal yaşamın sınırlarını öğrenmeye başlar. Aslında her anne baba yaşamın ilk gününden ergenlik sonuna kadar geçen uzun bir dönemde çocukları için eğitici ve öğretici rol üstlenir.

Bu sadece sözel yaptırımlar, kom utlar, ceza ve ödüller uygulanarak değil aynı zamanda davranışlarımız, yaşam biçimimiz, ilişki şeklimiz halinde de çocuğa yansır. Uç yaş civarındaki çocuklar kendi özgürlüklerini fark ederek öncelikle dışarıdan gelen uyarma, sözlü ikaz, tehlikeyi gösterme, iyi davranışa sevk etme gibi “otoriter yaklaşımlara” ilk isyan bayrağını açarlar. Kendi istekleri konusundaki tutturmaları, inatçılıkları direnç halinde bir süre devam eder ancak yaşın büyümesi ile anne babanın sabırlı ve kuralları da önemseyen tutumuyla yavaş yavaş azalır. Ergenliğe kadar geçen süreçte bu konuda ufak tefek çatışmalar doğal kabul edilmeli ve ortak bir noktada buluşulmalıdır.

Özellikle okul öncesi bazı çocuklarda otoriteye karşı gelme davranışının çok belirgin olarak gözlendiğini fark edebiliyoruz. Bu çocuklar aslında düşünmeden, yorum yapmadan hemen hızlıca “HAYIR” deme meyil indedirler. Dolayısıyla dik başlı, dirençli, uyumsuz, isteksiz ve sonunda uzlaşamayan bir tavır sergilerler. Özellikle evde anne babanın her uyansına her isteğine karşı gelmeleri söz konusudur. Bunu ya “HAYIR YAPMAYACAGIM” diye sözel olarak ifade eder ya da pasif olarak yapmamak için direnirler. Bu durum aile içersinde aşın çatışmalara ve sorunlara neden olur.

Adeta anne ve babayı bıktıran, hiçe sayan tavırları vardır. Sürekli itirazları nedeniyle büyük tartışmalara neden olurlar. Büyükler isteklerinin ya da kuralların yerine gelmemesinden dolayı hiddetlenip çocuğa ağır cezalar hatta şiddet uygulayabilirler. Sataşmayı, şaka yapmayı, kızdırmayı seven bu çocuklar aynı şey kendilerine yapıldığında ise aşın hassas davranır, rahatsız olur ve tepki verirler. Çoğunlukla yenilmeyi kabul etmez, mutlaka kazanmak ister, kazanma noktasında oyunun kurallarını kendine gör e değiştirerek arkadaş ilişkilerinde başka bir boyutta sorun daha yaratırlar.

Karşıt gelme bozukluğu olan çocuklar sadece ev ortamlarında değil arkadaş ortamında da oldukça yoğun ilişkiye girme ve ilişkiyi sürdürme sorunu yaşamaktadırlar. Sür ekli benim dediğim olsun, kuralları ben belirleyeyim düşüncesinde hareket edip oyunda kendilerinden başka otorite kabul etmezler. Sürekli etraflarında yönetebilecekleri birilerini ararlar. Bu olmadığı zaman ya oyunu terk ederler ya da oyunu boz ucu hareketler sergilerler. Bu iki durumda çocuğun diğer arkadaşları tarafından grupta istenmemesine daha sonra grup oyunlarına çağrılmamasına neden olur. Oyunlarda “itirazcı mızıkçı” olarak bilinirler. Bu olup bitenler çocukla konuşulduğunda sağlıklı bir yorum yapması genellikle mümkün olmaz. Çocuk hep kendi haklıdır, sürekli bir “aması” vardır. Sıklıkla “Ama o da böyle yaptı...” gibi cümleler kullanırlar. Dolayısıyla yaptıkları yanlışlardan ders çıkartmaz ve kendini değiştirmeye çalışmazlar.

Ev içinde sabah kalkıp akşam yatıncaya kadar geçen sürede özellikle anne ile çok basit (giyinme, üzerini değiştirme, temizlik, düzen vs. gibi) konularda sürekli bir çatışma hali yaşanır. Bu çatışmalara bazen baba da katılır. Ve giderek anne baba çocuk ilişkisi hayli zedelenir. Otoriteyle bu kadar çatışan ve karşı gelen bir çocuğa sahip anne babalar genellikle var olan problemi daha baskıcı, daha otoriter, daha keskin kur allarla çözeceklerini düşünürler. Oysa karşıt gelme bozukluğu olan çocuklarda bu tür baskılar genellikle işe yaramaz, hatta öfkeyi ve tepkiyi arttırır.

Karşıt Gelme Bozukluğu sıklıkla Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ile birlikte görülür. Yani Karşıt Gelme Bozukluğu olan çocukların önemli bir kısmında aynı zamanda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri de vardır. Dolayısıyla tedavide bu iki klinik tablo göz önüne alınarak planlama yapılır. Anne babanın böyle bir çocukla nasıl diyalog kuracaklarım var olan süreci nasıl yöneteceklerini iyi bilmeleri gerekir.

Bu konuda profesyonel bir danışmanlık almak şarttır. Diğer taraftan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde uygulanan ilaçlar da karşıt gelme bozukluğu belirtilerinin azalmasına katkı sağlayabilmektedirler. Karşıt gelme bozukluğu olan çocuğa sahip anne ve babaların öncelikle zor, uzun süreli takibi gereken bu durumu bilmeleri, çocuğun özelliklerine göre davranmayı öğrenmeleri normal çocuklara gör e daha sabırlı ve daha anlayışlı olmaları gerektiğini baştan bilmelidirler. Bu çocuklar sert ve katı kurallardan değil anlayışlı sevecen kuralların olduğu ancak kuralların çok keskin olmadığı davranış modellerinden daha fazla yarar görürler.

Duyguya hitap ederek yapılan yaklaşımlar çocuğun katılımını daha fazla sağlayacaktır. Karşıt gelme bozukluğu ileri yaşlarda daha ciddi davranış bozuklukları oluşturma riski açısından hayli önemli bir problem kümesidir. Her şeye karşı olan bu çocukların karşı olduğu şeyleri en aza indirgemek hedefimizdir.

Popüler Psikiyatri / Prof. Dr. Mücahit OZTÜRK / Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı