Alkol Bağımlılığı (Psikoaktif Madde Kötüye Kullanımı Ve Bağımlılığı)

Ruhsal durum değiştiren pek çok madde hemen hemen her toplumda tarihin erken dönemlerinden beri kullanılmaktadır. Günümüzde ruhsal durumu ve davranışı değiştiren bazı maddelerin kullanılması genellikle normal kabul edilmekte ve tasvip görmektedir. Mesela az miktarda alkol, uyarıcı olarak kahve ve sigara kullanılması bunlar arasındadır. Öte yandan kültürler arası farklılıklarda vardır.

Bazı kültürlerde mesela Müslüman toplumlarda alkol ve uyuşturucu kullanımı hiç bir zaman hoş karşılanmaz iken bazı toplumlarda çeşitli psikoaktif maddelerin kullanımı yaygındır. Bunlara ilaveten ağrıyı geçirmek, sıkıntıyı azaltmak ve iştahı bastırmak için bazı psikoaktif maddeler ilaç olarak kullanılmaktadır. Burada söz konusu olan maddeler, merkez sinir sistemine etki eden, az veya çok sürekli kullanılan, davranış, mizaç ve şuur değişikliği yapan, meydana getirdikleri davranış değişiklikleri hemen hemen hiç bir toplumda kabul görmeyen maddelerdir. Psikoaktif madde kullanımı sonucu olarak mesleki ve sosyal faaliyetin zarara uğraması, madde alımını durduramama ya da azaltamama, psikoaktif madde alımı azaltıldıktan veya kesildikten sonra ciddi kesilme belirtil erinin görülmesi, psikoaktif madde kullanımı sonucu oluşan davranış bozukluklarıdır. Bu bozukluklar birer mental bozukluk olarak kabul edilir ve böylece patolojik olmayan ve tıbbi maksatlı madde kullanımından ayırt edilir.


Psikoaktif madde kullanımı ile ilgili terminolojide karışıklık sürüp gitmektedir. Drog bağımlılığı (drug depend ence), iptila (addiction), kötüye kullanım (abuse), fiziksel bağımlılık, psikolojik bağımlılık, alışkanlık (habituation) uyuşturucu, narkotik, eroinman, kokainman, esrarkeş gibi kelimeler değişik disiplin mensupları tarafından genellikle farklı manalarda kullanılmakta olup bu durum karışıklığı daha da arttırmaktadır. İlaç kötüye kullanımı ve il ç bağımlılığı terimleri arasındaki farklar tıbbi ve farmakoloji değerinden çok sosyo-politik değere sahiptir. İlaveten
sertyumuşa kanun-kanundışı", "bağımlılık yapan-bağımlılık yapmayan "narkotik olan-narkotik olmayan" veya daha nemlisi"iyi ve kötü" gibi genelde müphem sınıflandırmaların tıbbi bakımdan değeri hemen hemen hiç yoktur. Keza neyin bağımlılık yapıcı, neyin kötüye kullanılabileceği kültürden kültüre bir zamandan diğer zamana ve aynı kültür içinde bir durumdan diğer bir duruma son derece değişebilir.


İptila teriminin gerçekte ilmi terminolojide yeri olmam asına rağmen ısrarlı şekilde kullanılmaktadır. Tolerans, çapraz tolerans, fiziksel bağımlılık ilaç bağımlılığı gibi ter imler kompulsif ilaç arama davranışının genel mekanizm asını açıklamaz. Fiziksel bağımlılık, reseptör yerleri ve nörotransmitterler üzerinde halen yapılmakta olan araştırmalar bir sonuca varmaktan uzaktır. Üstelik ilaç iptilası (drug addiction) farmakolojik ve fizyolojik etkilerine ilave- ten daha bir çok faktöre bağlı olarak dan gelişir. İlaç bağımlılığı prensip olarak psikolojik ve sosyal faktörleri içeren kişi problemidir. Temelde problemin çekirdeği ilaçtan çok kişidir. İlaç kötüye kullanımında beraberinde kullananın kişiliğinin ve çevre faktörlerinin büyük önemde olduğu görülmektedir. İlacın bulunabilirliği, sosyo-ekonomik durum ve hakim olan tavırda önemli olabilir.


Psikoaktif madde kullanımı yakın zamana kadar toplum dışı davranış ve ahlaksızlık olarak değerlendirilmekte ve hastalık olarak kabul görmemekteydi. Son zamanlarda terminoloji sadeleştirilmeye çalışılmış, kişiyi toplum dışına iten hakir ve hor gören aşağılayan eroinmafl, esrarkeş, kokainman gibi terimler tamamen kaldırılmış ve psikoaktif madde kull anımı bir hastalık olarak kabul edilerek yeni bir disiplin olarak psikiyatri içinde gelişmeye başlamıştır. Bu konuda uzmanlar yetişmekte ve özel tedavi klinikleri kurularak bu hastaların tedavilerine ayrı bir ilgi gösterilmektedir.
Önceleri psikolojik bağımlılık, alışkanlık gibi terimlerle ifade edilmeye çalışılan psikoaktif madde kullanımı için bu gün artık psikoaktif madde kötüye kullanımı denilmektedir. Iptila veya fiziksel bağımlılık yerine de psikoaktif madde bağımlılığı denilmektedir. Psikoaktif madde kullanımı sonucu ortaya çıkan mental rahatsızlıklarda psikoaktif madde kullanım bozuklukları olarak isimlendirilmektedir. Böylece (erminoloji daha basite indirgenmekdc ve daha kolay anlaşılır hale getirilmektedir.


PSIKOAKTİF MADDE KÖTÜYE KULLANIMI


Psikoaktif maddenin tıbbi maksatla patolojik olmayan kullanımı dışında birde patolojik kullanımı vardır. Bu iki kullanım şekli birbirinden başlıca üç özellik ile ayırd edilir.
Patolojik kullanım modeli; gün boyunca maddenin etkisinde kalma, psikoaktif madde alımını azaltma veya durdurm ada yetersizlik, mevcut bir fiziksel rahatsızlığın psikoaktif madde kulanımı sonucu şiddetlendiğini bilmesine rağmen psikoaktif madde kullanımını azaltamama ve kesememesi gibi özellikleri taşır. Patolojik kullanım sebebiyle sosyal ve mesleki faaliyette zarara uğrar. İş, eş ve arkadaş ilişkileri önemli engellerle karşılaşılarak bozulur. Agresif ve impulsif davranışlarda bulunabilirler. İntoksikasyonda iken araba ve iş kazalarına sık rastlanılır. Psikoaktif madde bulabilmek için hırsızlık, fahişelik gibi. Kanundışı davranışlarda bulunabilirler. Kanun dışı psikoaktif maddelere sahip olma, alma satma gibi durumlar ülkelerin gelenek ve kanunlarına bağlıdır. Bunun için bir kere kanun ile başı derde giren bir kişi teşhis bakımından sosyal fonksiyonu zarara uğramış olarak kabul edilmez. Psikoaktif madde kullanımında zarar fazla ise kişinin bütün hayatı, fiziksel ve psikolojik fonksiyonların aşikar- bozukluğu ile birlikte tamamen madde kullanımı ile geçer.


Psikoaktif madde kullanım bozukluğu gelişen kişinin çocukluğunda okul başarısının ve mesleki fonksiyonun bozuk olduğu görülmektedir. Bunun için mevcut sosyal faaliyet bozukluğunun madde kullanım bozukluğundan mı? Yoksa çocukluktan mı? Olduğu iyi araştırılmalıdır.


Patolojik madde kullanımında süre en az bir ay olmalıdır. Bütün bir ay devamlılık göstermesi gerekmemektedir. Fakat sosyal ve mesleki faaliyetini aksatacak kadar sıklıkta olmalı d ir.
Görüldüğü gibi psikoaktif madde kullanımının psikoaktif madde kötüye kullanımı olarak değerlendirebilmemiZ için, psikoaktif maddenin patolojik kullanım modeli şeklinde, patolojik kullanım sebebiyle sosyal ve mesleki faaliyetinin zar ara uğraması ve bunun en az bir ay süre ile devam etmesi ger ekmektedir. Bütün bu şartlar altında psikoaktif madde kullanımını psikoaktif madde kötüye kullanımı olarak değerlendirilir ve isimlendirilir.


PSIKOAKTİF MADDE BAĞIMLILIGI


Psikoaktif madde bağımlılığı genellikle madde kötüye kullanımından daha ağır bir madde kullanım bozukluğudur. Psikoaktif madde bağımlılığında ya tolerans ya da kesilme belirtilerinin olması gerekir. Hemen kaçınılmaz olarak sosy al ve mesleki faaliyeti bozan patolojik kullanım şekli mutlaka vardır. Alkol ve esrar hariç psikoaktif madde bağımlılığının teşhisinde tolerans veya kesilme belirtileri mutlaka görülmelidir.


Genel olarak psikoaktif madde bağımlılığını, zarar verici etkilerine rağmen, kişi tarafından alınmasının kontrol edilem ediğini gösteren kognitif ve davranış bozuklukları ile fizik semptomlar kümesidir, diye tarif edebiliriz. Daha öncede bel irttiğimiz gibi hiç bir tarif ne kötüye kullanım ne de bağımlılık için yeterli olamamaktadır.

Bağımlılığın karakteristik özellikleri aşağıda gösterilmiştir. Bunların hepsinin bir bağımlılık yakasında birlikte bulunması gerekmez. Bazı bağımlılık vakalarında burada sıralanan kriterler den bir kaçı bulunmayabilir.


1- Her gün psikoaktif madde alan bir kişi maddeyi sık ve daha çok miktarlarda ve niyet ettiği süreden daha uzun bir zaman kullanır. Mesela biraz alkol almaya karar veren bir kişi içkiye başladıktan sonra kesemez ve sarhoş oluncaya kadar içer.

2- Kişi kullandığı maddenin çok olduğunu bilir. Azaltma veya kesme konusunda yaptığı teşebbüslerin hepsi başarısızlıkla sonuçlanır. Maddeyi bulduğu sürece kişi bunu kullanmaya devam eder.

3- Zamanın çoğunu kanun dışı faaliyet dahil psikoaktif maddeyi bulmak için kullanır. Hafif vakalarda psikoaktif madde bulmak için günde bir kaç saat harcar, işine devam edebilir. Ağır vakalarda bağımlının bütün zamanı madde arayıp bulma ve kullanma ile geçer.

4- İntoksikasyon halinde iken bazı kişiler işe ve okula gitmek gibi bazı görevlerini yapabilirler, çocuklarına bakabil irler. Araba kullanabilir ve intoksikasyon halinde tehlikeli işlerde çalışabilirler.

5 - Önemli sosyal ve mesleki faaliyetlerinden vazgeçebilirler veya madde kullanımı yüzünden bu faaliyetlerini azaltabilirler. Aileleri ve hobileri için harcadıkları zamandan çoğunu madde kullanan arkadaşları ile ve madde kullanmak için harcarlar.
6- Uzun ve ağır bir psikoaktif madde kullanımı ile birlikte değişik sosyal, psikolojik ve fiziksel problemler meydana gel ir. Madde kullanımı ile ağırlaşır. Bu sorunların varlığına ve madde kullanımının bunları ağırlaştırmasına rağmen psikoaktif madde kullanımını kesemez.

7- Tolerans meydana gelir. Aynı miktarda madde kullanılmaya devam edildiği takdirde maddenin etkisinde belirli bir azalma meydana gelir. İntoksike olmak veya arzu edil en etkiye erişilmek için daha fazla psikoaktif madde alınacaktır.
Toleransın derecesi çok değişir. Sigara bağımlıları ilk başlangıçta zehirlenme belirtisi gösteren miktardan çok fazlasını bir günde tüketirler ve hiç bir toksin belirti göstermezler. Bazı kişilerde tolerans gösterilmesine rağmen pek çok ağır esrar içicilerinde esrara tolerans gelişmemektedir. Fensiklidin ve benzeri maddelere tolerans gelişip gelişmediği konusunda kesin bir görüş birliği yoktur. Ağır alkol içicileri intoksikasyon için yeterli miktarından yaklaşık %50 daha fazla alkol tüketirler. Eroin bağımlıları bir kişiyi öldürmeye yetecek miktardaki eroinin en az 10 misli daha fazla eroini bir günde tüketirler. Kanun dışı psikoaktif maddeler satıcının karını arttırmak maksadıyla katkılı olar ak satıldığından dozları düşüktür. Bunun için başka maddelere tolerans gelişip gelişmediğini tespit etmek güçtür.

8- Devamlı kullanım sonucu madde kullanımı azaltıldığında veya kesildiğinde karakteristik kesilme sendromu gelişir. Kesiime sendromunun belirtileri kullanılan maddeye göre değişir. Alkol, opioidler, sedatif, hipnotik ve anksiyolit iklerin kesilme sendromları çok iyi bilinir. Amfetamin, kokain, nikotin ve esrarda kesilme belirtileri daha siliktir.

9- Kesilme sendromunun gelişmesinden sonra kişi bu semptomları düzeltmek için telrar madde alır. Krize girmemek için uyanır uyanmaz başlayan madde kullanımı gün boyunca devam eder. Bu belirti esrar, halüsinojen ve fensiklidinde yoktur.

Bir psikoaktif maddenin bağımlılığından söz edebilmek için bu sıralama özellliklerinden birisinin tolerans veya kes ilme sendromu olmak kaydı ile en az üç tanesinin bir vakada bulunması gerekmektedir, tamamının bulunması şart değildir.
Tolerans daha önce belirttiğimiz gibi bir maddenin aynı miktarda kullanılması sonucunda etkisinin azalması veya

aynı etkiyi elde edebilmek için maddenin daha çok miktarlarda kulllanılmasıdır. Çapraz tolerans (cross tolerance) ise ,aynı grup içinde yer alan bir maddeye karşı gelişen toleransın
grubun diğer maddelerine de gelişmesi halidir. Yani opium gruplarından morfine karşı tolerans geliştiğinde eroin içinde lIrans gelişir. Benzodiazepinlerden diazepam'a tolerans
geliştiğinde grubun diğer üyelerine yani klordiazopoksite de tolerans gelişir.

KESİLME SENDROMU

Kesilme sendromu kişi tarafından düzenli olarak kullanılan bir maddenin alımını kesmek veya azaltmak durut ıııında ortaya çıkan maddeye özel bir semptomlar kümesidir. Belirtiler, anamnez, muayene, kan ve idrar tetkikleri ile anlaşılır. Bu klinik tablo delirium, organik halüsinosiz, organik hezeyanlı sendrom, organik affektif sendrom gibi herhangi bir organik beyin scndromuna benzemez. Bununla birlikte kesilme sendromu delirium hariç herhangi bir organik beyin sendromu üzerine sliperempoze olabilir.

Kesilme sendromu kullanılan maddeye göre değişik belirt iler gösterir. Sıkıntı, huzursuzluk, irritabilite, uykusuzluk ve dikkat bozuklukları olağan belirtilerdir. Bulantı, kusma, terleme, çarpıntı gibi fizyolojik belirtilerde bulunur. Uyku ve mizaç bozuklukları sıktır.Belirtiler en çok bir kaç gün sürer, nadiren bir kaç haftaya kadar uzayabilir.

Kesilmenin teşhis kriterleri ise şunlardır:

A- Kişi tarafından düzenli olarak kullanılan madde alımını azaltılması veya kesilmesini takiben maddeye has sendrom gelişmesi,

B- Delirium, organik hezeyanlı sendrom, organik halusinozis veya organik affektif sendrom gibi organik beyin sendr omlarının herhangi birinin olmaması gerekir.
Kısaca özetlemek gerekirse klasik öğretide alışkanlık(habutitation) psikolojik bağımlılık gibi terimlerin yerine psikoaktif madde kötüye kullanımı, iptila (addiction), fizik bağımlılık gibi terimlerin yerinede psikoaktif madde bağımlılığı terimleri kullanılmaktadır. Terminoloji kısmende olsa basite indirgenmeye ve karışıklıkların önüne geçirmeye çalışılmıştır. Terminoloji konusu daima tartışmaya açıktır ve uzun bir süre daha böyle kalacağa benzemektedir. Ancak yapılan çalışmalar kısmende olsa kavram kargaşasını azaltmakta ve konuyu daha sade ve kolay anlaşılır hale getirmeyi amaçlamaktadır.


PSIKOAKTİF MADDELERİN SINIFLANDIRILMASI

Psikoaktif maddeler değişik şekillerde sınıflandırılab ilir. Bunlardan birisi bu maddelerin merkez sinir sistemine etkilerine göre sınıflandırılmasıdır. İkincisi ise kullanılan maddelere göre sınıflandırmadır. Merkez sinir sistemine etkilerine göre psikoaktif maddeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılır.

a- Merkez sinir sistemine narkotik olarak etki edenler (morfin, eroin vb).
b- Merkez sinir sistemine depresan olarak etki edenler (alkol, barbütürat, sedatif ,trankilizan vb).
c- Merkez sinir sistemine uyarıcı olarak etki edenler (kokain, amfetamin vb).
d- Merkez sinir sistemine halüsinojen olarak etki edenler (LSD, maskeline, esrar vb).


Kullanılan maddelere göre aşağıdaki şekilde sınıfl ndırılır.


1- Opioidler (afyon türevleri, morfin-eroin-kodein eperi dine vb).
2- Alkol
3- Kokain
4- Esrar
5- Amfetamin ya da benzer etkili sempatomimektikler.
6- Inhalantlar
7- Fensiklidin (PCP)
8- Halüsinojenler (LSD, Meskalin vb)
9- Nikotin
10-Sedatif, hipnotik veya anksiyolitikler.