Davranım Bozukluğu

Bu bozukluğun temel özellikleri başkalarının haklarına saldırma, yaşa uygun toplumsal değerleri hiçe sayma gibi davranışların tekrarlayıcı biçimde sergilenmesidir. Bu çocuklar ve ergenler saldırgan tutumları ile başka insanlara veya hayvanlara fiziksel zarar verirler, başkalarının eşyalarını tahrip ederler. Tahrip edici davranışlar arabaların camlarını kırma, arabaları çizme, başkalarının evinde yangın çıkarma, özel eşyalarına zarar verme hatta yok etme şeklinde görülebilir. Kişisel çıkarlar uğruna hırsızlık yaparlar. Genel olarak bu çocuklar pervasız, kabadayı, tehdit edici ya da alaycı davranışlar sergilerler, sıklıkla kavga başlatırlar. İnsanlara olan bu zalimane tutum hayvanlara karşı da olabilir. Yaptıklarından çoğunlukla pişmanlık ya da utanç duymazlar. Bu davranışlar çocuğun veya ergenin evdeki, okuldaki, mesleki işlevlerinin aksamasına yol açar. Bozukluğun en başlama yaşı 5-6 yaşlardır ancak sıklıkla 10-13 yaşlarında başladığı, nadiren 16 yaşında da başlayabileceği bildirilmiştir.

Nedenleri

Uzun yıllar bu klinik tabloyu açıklamakta sosyolojik yaklaşımlar kullanılmıştır. Düşük sosyoekonomik düzeyde daha sık rastlanması, kendi benzeri çocuklarla arkadaş grupları oluşturmaları gibi tezler çürütülmüş olmakla birlikte düzensiz aile ortamı, toplumsal disorganisazyon, ciddi ruhsal hastalığı olan ebeveyn bu bozukluğun oluşumunda anlamlı sosyal risklerdir. Bu çocukların anne babalarında psikiyatrik bozukluklar söz konusudur. Ancak genetik geçişin mi yoksa ruhsal bozukluğu olan bir ebeveyn tarafından yetiştirilmenin mi sonucu konusu henüz yanıtsızdır.

Davranış bozukluğunda parçalanmış ailelerin etkisi olduğu iddiası artık çürümüştür. Ciddi evlilik çatışmaları yaşayan ailelerin çocuklarının aldığı hasar daha önemlidir. Davranım bozukluğu gösteren çocukların ailelerinde en çok alkolizm, sosyopati, pskoz gibi ağır ruhsal rahatsızlıklar dolayısı ile çocuğa yönelik ve diğer aile bireylerine yönelik fiziksel şiddeti söz konusudur.

Yapılan araştırmalar davranım bozukluğunun tek bir faktörün etkili olmadığını, pek çok faktörün birlikteliği ile bu geniş davranışsal örüntünün oluşturduğunu ortaya koymaktadır.

Gidiş ve tedavi

Bireylerin çoğunda hastalık erişkinlikle ortadan kalmakla birlikte bir kısmında görülmeye devam eder.

Tek bir tedavi yöntemi söz konusu değildir. Etkin bir yol izlemek pek çok tedavi aracının birlikte kullanımı ile mümkün olmaktadır.