Otistik Bozukluk

Otizm sosyal ve duygusal etkileşimde ve iletişimde bozulma, sınırlı, tekrarlayıcı biçimde çoğunlukla cansız nesnelere dönük ilgi artışı gibi belirtilerle tanımlanabilecek bir bozukluktur. Hafiften ağıra farklı tiplerde görülebilmektedir.

Otizmde 3 alanda bozukluk söz konusudur

1. Sözel İletişimde Bozukluk; bu çocuklar sözel ve sözel olmayan iletişimde güçlük yaşarlar. Otistik çocukların önemli bir kesiminde (%50- %75) dil gelişimi yaşıtlarından faklılık göstermektedir. Yine büyük bir çoğunluğunda 5 yaşına geldiklerinde konuşmanın gelişmemiş olduğu gözlemlenmiştir. Konuşma gelişmiş olsa bile konuşmada kendine özgü kalıplar hâkimdir.En sık rastlanan kalıplar zamirlerin yerinde kullanılmaması, kendinden 3. tekil şahıs olarak söz edilmesi, söylenenlerin aynen tekrarlanması (ekolali), anlamsız yinelemeler ve kelime uydurmadır. Konuşmaları vurgudan uzak monoton ve tek yönlüdür. Konuşmadaki gecikme sıklıkla ebeveynin dikkatini çeken ve doktora başvurmayı sağlayan en önemli belirtidir.

2. Sözel Olmayan İletişimde Sapma Ve Gecikme; otistik çocuklar sıklıkla bebeklik çağından itibaren sosyal ve duygusal iletişimde kucağa gelmeye ilgi duymama, göz kontağı kurmama, taklide dayalı oyunların gelişmemesi, arkadaş ilişkisi kurmaması, empatiden yoksun olma gibi kısıtlılıklar yaşarlar. Zaman saman alışılmadık duygusal tepkiler, herhangi bir sebep olmaksızın ağlama veya gülmeler görülebilir.

3. Basma Kalıp Davranış Örüntüsü, Kısıtlı İlgi Alanı, Kendi Rutinlerine Sıkı Biçimde Bağlı Olma; otistik çocuklarda okul öncesi dönemde basmakalıp olarak adlandırabileceğimiz hareketler başlamaktadır. En sık görülenler kendi çevresinde dönme, nesneleri döndürme, dönen eşyalara özel ilgi (elektrik süpürgesi, çamaşır makinesi gibi), ellerini kanat çırpar gibi sallama, el sallama, parmak uzunda yürüme ve başını vurma, ellerini ısırma gibi kendine zarar verici davranışlardır. Yeni giysilere karşı direnir, evde bazı cansız nesnelere aşırı ilgi duyarlar. Alışılmadık nesnelere (kutu, şişe kapağı gibi) bağlanma, koklama, tatma gibi garip davranışlar sergilerler.

Bunun dışında sıklıkla çocukların uyumsuzluğunu arttıran ve ebeveynlerin yakındığı ikincil belirtiler( hiperaktivite, hırçınlık, uyku bozukluğu, beslenme reddi veya aşırı seçiciliği, öz bakımla ilgili problemler…) söz konusudur.

Olguların önemli bir kesiminde ilk bebeklik çağından itibaren belirtilerin kendini gösterdiği ancak ebeveynin bunu fark etmesinin sıklıkla 18-24 aylar arasında olduğu gözlemlenmiştir.

Zeka düzeyi açısından değerlendirildiğinde çoğunlukla zeka geriliği ile birlikte gözlendiği geri kalan kısmın normal zekaya sahip olduğu söylenebilir.

Toplumda görülme sıklığı %0,1 olan otizm erkek çocuklarda 4-5 kat daha fazla görülmekte fakat kızlarda şiddetli seyir etmektedir.

Nedenleri

Otizmin nedenleri ile ilgili olarak geçmişte psikolojik sebepler gösterilirken şimdilerde bu bakış açısının yerini biyolojik etkenler almıştır. Fakat ne yazık ki tam olarak sebebi hala bilinmemektedir.

Tedavi

Hastalığın nedenleri tam aydınlanamadığı için tedaviden beklentiler mevcut belirtilerin ortadan kaldırılması yönündedir. Otizm her bireyde farklı şiddet ve yaygınlıkta seyrettiğinden kalıp bir tedaviyi bütün otistiklere uygulamak yerine gösterdiği belirtiler üzerinden tedaviyi organize etmek daha doğrudur. Bu anlamda birçok tedavi uygulanmaktadır. Kısaca sıralayacak olursak;

Eğitsel tedavi ve davranışçı teknikler

Aile desteği

Mesleki eğitim ve destek

İlaç tedavisi