Ayrılık Kaygısı Seperasyon Anksiyetesi)Bozukluğu

Çocukluk döneminde belli korkular belli yaş grupları için normal kabul edilirken belli yaş gruplarında ise bozukluk olarak adlandırılırlar. Bunun en açık örneklerinden biri ayrılık anksiyetesi bozukluğudur. 0-3 yaş arasında bir çocuğun bakım veren kişilerden ayrılırken stres yaşaması normaldir, hatta yaşamadığı durumlar riskli adlandırılır. Çocuk dar çevresinden çıkıp sosyalleştikçe, diğerleri ile iletişim kurmayı öğrendikçe bu korkuların azalarak bitmesi beklenir. Ancak bu kaygıyı bir ilkokul öğrencisinin yaşaması bir kaygı bozukluğuna işaret edebilir.

Ayrılık anksiyetesi bozukluğu olan çocuklar ayrılık söz konusu olduğunda abartılı tepkiler gösterir; ağlar, titrer, huzursuzlaşır, bedensel yakınmalar ifade eder, ebeveynine yapışır ve bırakmak istemez. Çoğunlukla ailenin tesellileri onu rahatlatamaz. Çoğunlukla çocuğun ifade ettiği korkular çocuğun ya da ailesinin başına bir şey geleceği birinin zarar göreceği ya da ayrılığın sürekli olacağı yönündedir. Okulda yaşanan sıkıntılar, temelsiz bedensel yakınmalar aileleri yardım almaya yönelten başlıca sebeplerdir. Kaygı genellikle bulaşıcıdır.

Önceleri sadece bir alanda iken tedavi edilmezse gittikçe yayılır ve şiddetlenir. Diğer alanlara da sıçrar. Çocuk eskiden yapabildiği şeyleri artık yapamaz hale gelir. Bununla beraber dönem dönem şiddetini azaltarak dalgalanmalı bir seyir izleyebilir. Yapılan araştırmalar kaygı bozukluğu yaşayan çocukların ailelerinde de kaygı bozukluğu öykülerinin bulunduğunu, genetik bir yatkınlığın söz konusu olduğunu ifade etmektedir.

Tedavi

Ayrılık anksiyetesi tedavisinde bireysel, aileye yönelik, bilişsel davranışçı tedaviler ve gerektiğinde ilaç tedavisi uygulanmaktadır.