Ama ben... Yapamam ki

Çocuk, çoğu zaman, becerikli olduğu alanlarda bile sürekli "ben yapamam ki, beceremem ki" demeye başlamışsa ya da her yeni girişimi/ deneyiminde büyük bir direnç gösteriyorsa bu durumda çocuğumuzun performans kaygısı yaşıyor olabileceğinden şüphe edebiliriz.

Çocuklar yeteneklerini ve çeşitli becerilerini keşfettikleri dönemde zayıf olduklarını fark ettikleri alanlarda geri çekilme isteğine kapılabilirler. Bazen bu samimi bir dışavurum olarak çıkabilir; "ama ben çocuk çizmeyi bilmiyorum ki"; " ama puzzle yapmayı beceremiyorum ki", "ben güzel zıplayamam ki" vb. Bazen de bunu hissettiklerinde sürekli o konudan kaçmaya ve başka faaliyetlere yönelmeye gayret gösterir, bu konudaki sıkıntılarını sözel olarak ifade edemeyebilirler. Örneğin "Hayır ben hafıza kartlarını sevmiyorum ben sadece boyama yapmak istiyorum" diye çok ısrar eden bir çocuk aslında kendini boyama yaparken becerikli hissediyor olabilir ancak daha önceki herhangi deneyiminde hafıza kartları oynarken yenilgi yaşamışsa ya da birileri ondan daha iyi yapmışsa bu oyuna uzak durmayı istemeye başlamış olabilir.

Bu durum zaman zaman her çocuk için geçerlidir ve makul oranda olduğunda çok ısrarcı olmamak, onu beceremediği konuda yüreklendirmek, abartılı olmadan övmek, teşvik etmek faydalı olabilir. Araya zaman koyup başka bir süreçte "gel beraber deneyelim, ben de çok anlamam ama belki birlikte yapabiliriz" gibi cümlelerle teşvik edebilirsiniz.

Öte yandan eğer bir çocuk için bu durum artık makul oranı aşmışsa ve çocuk çoğu zaman becerikli Olduğu alanlarda bile sürekli "ben yapamam ki, beceremem ki" demeye başlamışsa ya da her yeni girişimi/deneyiminde büyük bir direnç gösteriyorsa bu durumda çocuğumuzun performans kaygısı yaşıyor olabileceğinden şüphe edebiliriz.

Günlük hayatta çocuklara farkında olmadan birçok mesaj iletiriz. Bu mesajların belli konularda sıklaşması ya da birkaç yetişkin tarafından çokça verilmesi çocuklarda kendileriyle ilgili bazı tanımlamalar yapmalarına neden olabilir. Örneğin çocuğunuz bir resim yapıp size gösterdiğinde "çok güzel olmuş ancak buraları da boyamalıydım" dediğinizde siz ona bir şey öğretmeye çalışıyorsunuzdur ancak bu iyi niyetli uyarıları sıkça yaptığınızda çocuğunuz "yine düzgün yapamadım", "yeterli değilim", "beceremiyorum" mesajları almaya başlayabilir ve bunu içselleştirip kendini yetersiz ve beceriksiz hissedebilir.

Özellikle çocukluk çağının erken dönemlerinde çocukları her türlü girişimlerinde ve denemelerinde bolca övmek, düzeltme ve öğretme olmaksızın takdir etmek, onların özgüven temellerini güçlendirecek ve hayat boyu girişimleri konusunda cesur kılacaktır. Aksi halde sıkça işin sonunu doğru getirememe, çuvallama ya da yetersizlik gibi olumsuz düşünce engelleriyle her

yeni ve zorlu başlangıçtan ürkecek ve kaçmak isteyeceklerdir. Denemekten korkmayan bir nesil yaratmak için; "yapabilirsin, başarabilirsin, harikasın, seninle gurur duyuyorum, çok beceriklisin, müthişsin, süpersin, bunu becerebileceğine inanıyorum, cesaretini takdir ediyorum, harika denemeydi, her denemende daha iyi yapıyorsun, ben senin yaşında bunu asla yapamazdım sen müthişsin, bu ilk deneme olmasına rağmen çok iyiydin, keşke senin kadar azimli olsam, bunu yapman çok güzel, teşekkür ederim, eminim baban da bayılacak, bunu yarın öğretmenine de göstermelisin eminim çok sevecek" gibi övgü, takdir ve teşvik cümlelerini dilimizden düşürmemeliyiz.

Özlem Kölan/ UzmanPsikolog