Amnestik Bozukluklar

Olgu Sunumu: Anımsama Sorunu Olan Kadın

Bayan R. eşinden boşanmış, 3 tane ergenlik çağında çocuğu olan, 48 yaşında biridir. 3 yıl öncesine kadar Bayan R. bir alışveriş mağazasında satın almadan sorumlu olarak çalışmıştır. Bu dönemde yorgunluk, unutkanlık, ilgisizlik ve baş ağrısı yakınmaları olmuş, kendisi bunları daha önceden var olan migren rahatsızlığına bağlamıştır. Bir psikiyatriste başvurmuştur. Hekim kendisine bir antidepresan başlamış, Bayan R. tedaviye yanıt vermemiştir. Baş ağrısı artınca Bayan R. bir nörologa başvurmuştur, nörolojik muayenesinde bir özellik bulunmamış, ancak hekim önlem amacıyla bilgisayarlı tomografi (BT) tetkiki önermiştir. Bilgisayarlı tomografi incelemesinde sağ frontal bölgede, büyük, Evre II bir gliom saptanmıştır. Tümör cerrahi yolla alınmış, ardından sağ frontal kadrana 7500 rad dozunda radyoterapi uygulanmıştır. Bayan R., cerrahi ve radyoterapi sonrası herhangi bir nörolojik eksiklik olmaksızın iyileşmiştir. Hastalığı iyi seyretmiş ve kendisi şaşırtıcı bir şekilde işine dönebilmiştir. Aldığı tek ilaç, nöbetlere karşı önlem olarak, karbame- zepindir. Hiç nöbet geçilmemiştir.

Ameliyatından 3 yıl sonra hasta ve ailesi yakın belleğinde bir sorun olduğunu, randevularını unutmaya ve nesneleri kaybetmeye başlamasıyla fark etmişlerdir. Bir keresinde arabasının markasını ve park ettiği yeri anımsayamadığından havaalanının park yerinde arabasını bulamamıştır. Zamanla unutkanlığı artmış ve işine engel olmaya başlamıştır. Örneğin siparişler verdiğini ve bunları tekrar edeceğini unutmaktadır. Başlangıçta bu unutkanlıklarına sinirlenmiş ve başkalarım suçlamıştır (örn. sekreterini belgelerini kaybetmekle, çocuklarım evdeki eşyaların yerini değiştirmekle). Bellek sorunları Bayan R.'yi, her zaman belleğinin güçlü olmasıyla ve evdeki eşyaları başkaları için bulmuş olmakla övünmüş olduğu için, çok rahatsız etmektedir. Zamanla iç görüsü gelişmiş ve bellek sorununun gördüğü radyoterapiden kaynaklandığını kabul etmiştir. Uzak belleği ve diğer bilişsel yetileri, ileriye dönük planlama dışında, normaldir. Planlaması da daha önceden çok iyi gelişmiş olduğundan, hala ortalama düzeydin üzerinde iş görebilmektedir. Bayan R. sonunda işinde çok fazla hata yapmaya başlamış ve daha fazla çalışmaya devam edemeyeceği belirginleşmiştir. Evde, "yapılacak işler" listesi ve evin bir çok odasında asılı anımsatma notlan ile idare etmektedir.

Amnestik Bozukluk İçin Ayırıcı Tanı Kılavuzu

Amnestik Bozukluk tanısı konulurken hekim günlük yaşamdaki unutkanlığı aklından çıkarmadan ayırıcı tanıya odaklanmalıdır. Bellek, özellikle de yakın bellek, 50 yaşından sonra, 40 yaşın üzerindekilerin bir gün hipermetrop olmasına yol açan görmedeki azalmaya benzer şekilde, azalma eğilimindedir. Ne yazık ki okuma gözlüklerinin akli eşdeğeri henüz bulunmamıştır. Amnestik Bozukluk Yaşla İlişkili Bilişsel Gerileme'den bellek yitiminin şiddeti ve klinik olarak belirgin bozulma ile ayrılmaktadır. Örneğin Bayan R.'nin unutkanlığının ilke başladığı, ancak çalışmaya devam edebildiği dönem, durumu Amnestik Bozukluk tanısını düşündürmemiştir. 780.9 Yaşla İlişkili Bilişsel Gerileme ruhsal bir rahatsızlık olarak kabul edilmediğinden DSM-IV-TR'de klinik İlgi Odağı Olabilecek Başka durumlar kategorisinde ele alınmaktadır

Amnestik Bozukluk ayırıcı tanısında diğer yandan göz önünde bulundu-rulması gereken olgu demanstır. Demans da bellek yitimi ile nitelendirilir, ancak buna afazi, apraksi, agnozi ve yönetsel işlevlerde bozukluğu içeren bilişsel bozukluk belirteçlerinden en az birinin eşlik etmesi gereklidir. Kişiler yaşlandıkça hafif derecede afazi, apraksi, agnozi ve planlama yeteneğinde gerileme görülebileceğinden bu ayırımın tahmin edildiğinden daha güçtür. DSM- IV-TR'de kesin kurallar verilmemekle birlikte, demans tanısında kullanılması için eşlik eden bilişsel bozulmanın kendi içinde ve dışında bozukluk oluşturacak kadar şiddetli olması gerektiğini belirtilmektedir. Bazen bir sözcüğü anımsayamama normal, beklenen ve bozukluğa yol açmayan, yaşla ilişkili bilişsel etkinlik yitimiyle uyumludur ve Amnestik Bozukluk tanısının demansına çevrilmesine neden olmaz. Bayan R.'nin durumunda bozukluğa neden olacak kadar şiddetli bir bilişsel bozulma yoktur. Bu yüzden bu olguda uygun tanı Amnestik Bozukluk'tur.

Bu olguda söz konusu olmamasına karşın, Amnestik Bozukluk'un ayırıcı tamsında Dissosiyatif amnezi adında üçüncü bir bozukluk da yer almalıdır. Bu ayrımın en zor olduğu durum amnezinin araba kazası gibi travmatik olayların ardından gelişmesidir. Bu olgularda hekim, bellek yitiminin travmanın doğrudan fiziksel etkisi mi, kazanın ardından gelişen psikolojik bir durum mu, yoksa her ikisi birden mİ olduğunu belirlemelidir. Bu durumda amnezinin dissosiyatif olduğuna karar vermeden önce beyin hasarının amneziye yol açma olasılığını dışlamak için ayrıntılı bir nörolojik muayene yapılmalıdır. Ayırt etmede kullanılan bir bulgu beyin üzerindeki doğrudan fizyolojik etkiye bağlı bellek yitiminin geri dönme olasılığının düşük, Dissosiyatif Bozuklukla ilişkili bellek yitiminin ise daha çok anlık ve yoğun duygusal olaylarla ilişkili olduğu, hipnoz ya da telkin ile belleğin geri gelebileceğidir.

Genel Tıbbi Duruma Bağlı Amnestik Bozukluk tanısı koyarken hekim bellek yitiminin madde ya da ilaç kullanımım ani ya da süregelen etkisi olmadığını belirlemelidir. Entoksikasyon sırasında anlık bellek yitimi olup, kalıcı bellek yitimi görülmezse, tanı Madde Entoksikasyonu olur ve Madde Kullanımına Bağlı Amnestik Bozukluk düşünülmez. Madde Kullanımına Bağlı Kalıcı Amnestik Bozukluk maddeye bağlı uzun süreli bellek yitimi görüldüğünde uygun olur. Bayan R.'nin nöbet geçirmemek için profilaktik amaçlı karbamezepin kullanım öyküsü olmasına karşın, amnezisinin ilaca bağlı olduğu düşünülmemektedir, çünkü rahatsızlığı karbamezepine bağlı olması beklenenden daha şiddetlidir ve ilaç dozunun azaltılması durumunda düzelme sağlamamıştır.

Hekimleri insanların, özellikle adli tıbba dair alanlarda, sorumluluklarından kaçmak için Amnestik Bozukluğu varmış gibi davranabilme olasılığına karşı uyanık olmalıdırlar. Hekimler hastalığın abartılmasını saptamada genelde başarılı değillerdir, ancak bellek yitiminin belirgin bir yarar getirdiği durumda dikkatli olmalıdırlar.

Amnestik Bozuklukta Tedavinin Düzenlenmesi

Amnestik Bozukluğun özgün bir tedavisi yoktur. Tedavi stratejileri altta yatabilecek etiyolojik nedene (genel tıbbi durum, madde kullanımı ya da ilaç yan etkisi) yönelik olmalıdır. Hastaya belleğini güçlendirmesi ve belleğindeki boşluklar üzerinde çalışması için yöntemler önermek faydalı olabilir. Bunlara Örnek olarak günlük takvim ve anımsama tahtası kullanmak sayılabilir.

Özet

Bu bozukluğun sıradan unutkanlık ve demanstan ayırt edilmesi gerekmektedir. Hekimler bilişsel bozukluların diğer tiplerine olduğu kadar bu bozukluğa aşina olmadıklarından, olasılıkla var olandan daha az tam konulmaktadır. Gene de amnestik Bozukluk tek başına ciddi ve zarar verici olabilir, en çok tanınan ve önlenebilir tipi Wernicke ensefalopatisidir. Bu durum kronik alkol kullanımına bağlı gelişen Vitamin eksikliğinden kaynaklanır ve yüksek tiamin dozuyla tedavi edilmezse Alkole Bağlı Kalıcı Amnestik Bozukluğa (ya da Korsakoff sendromuna) yol açabilir.