Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Anti sosyal kişiliklerin çeşidi biçimleri olduğu varsayılabilir. Anti sosyal davranışın ifadesi oldukça çeşitlidir (DSM IV TR' de görülebilir) suç ortaklığı, manipüle etme, doğrudan saldırının sömürülmesi gibi.

Kendine bakışı: Genelde bu kişilikte olanlar kendilerini yal­nız, güçlü ve özerk olarak görürler. Bazıları suiistimal edildik­leri ve haksızlığa uğradıklarına ve bundan dolayı diğerlerini kurban etme hakkına sahip olduklarına inanırlar, çünkü ken­dilerinin de kurban edildiğine inanmaktadırlar. Diğer hastalar ise kendilerine bir avcı rolü biçerek "kurt kurdu yer" dünyası içinde toplumun kurallarını çiğneyerek normal, hatta arzu edilir bir rolü oynarlar. Ötekine bakışı: Diğer insanları da sömürücü olarak gör­mektedirler ve böylece misilleme yapma hakkına sahiptirler veya zayıf ve savunmasız oldukları için avlanmayı hak etmektedirler.

İnançlar: Çekirdek inançları şunlardır: "Kendime dikkat etmeye ihtiyacım var", "saldırgan olmaya ihtiyacım var yoksa kurban olacağım". Anti sosyal kişilik ayrıca şuna da inanır: "Diğerleri sömürücüdür bundan dolayı ben de onları sömür­mekle yükümlüyüm". Bu kişi kuralları yılana yetkisi olduğuna inanır: Kurallar keyfidir ve "onlara sahip olanları", "sahip ol­mayanlara" karşı korumak üzere yapılmıştır. Bu görüş (bu ay­rıcalık herkesin kolayca anlaması ve saygı duyması gerektiğine inandıkları görüşüyle) narsisistik kişilikleri olan insanların kendilerinin Özel, eşsiz ve kuralların üstünde bireyler oldukla­rına olan görüşüne zıttır.

Koşullu inançları ise "eğer etrafımdakileri boyun eğmeye zorlamazsam (manipüle etmezsem, sömürmezsem veya saldırmazsam) asla hak ettiğime ulaşamayacağım" şeklindedir. Emir kipindeki yardımcı inançları ise: "o seni ele geçirmeden önce karşındakini ele geçir", "şimdi sıra sende", "al onu, bunu hak ediyorsun" biçimindedir.

Strateji: Ana stratejiler iki sınıfa bölünür. Açık anti sosyal kişilik açıkça saldıracak, soyacak ve bedelini ödetecektir. Daha gizli olan tip olan "sahte oyuncu" ise başkalarını kandırmayı, kurnazca gizli manipülasyonlarla onları sömürmeyi veya be­delini ödetmeyi tercih eder.

Duygulanım: Özel bir duygu ortaya konduğunda bu, ge­nelde kendilerinin hak ettiği şeylere diğer insanların sahip olmasına karşı duyulan öfkedir.

A.T. Beck Kişisel Bozuklukların Bilişsel Terapisi Litera Yayıncılık