DSM IV kriterleri kullanılarak çekingen kişilik bozulduğuna sahip olduğu tanı edilen kişiler, şu ana çatışmaya sahiplerdir: Diğer insanlara yakın olmayı ve onlarla entelektüel ve mesleki potansiyellerini yaşamayı istemekte fakat zarar görmekten, reddedilmekten ve başarısız olmaktan korkmaktadırlar. Onların stratejisi (bağımlı kişiliğin aksine) geri çekilmek veya en başından itibaren hiç temas kurmamaktır.
Kendine bakışı: Bu hastalar akademik ve mesleki alanlarda kendilerini sosyal açıdan Beceriksiz ve yetersiz görürler.
Başkalarını algılayışı: Diğer insanları eleştirel, ilgisiz ve küçük görme potansiyeline sahip olarak görürler.
inançlar: Sıklıkla, bu bozukluğu sahip kişiler şu çekirdek inançlara sahiptir: "Ben iyi değilim... Değersizim... sevilmezim." "Hoş olmayan, duygulara göz yumamam". Bu inançlar bir sonraki koşullu inançları besler: "Eğer insanlar bana çok fazla yakın olursa, gerçek 'beni' keşfedebilir ve beni reddedebilirler ki bu da göz yumulamayacak bir durumdur" veya "eğer yeni bir şeyin sorumluluğunu alır ve başarısız olursam, bu çok yıkıcı olabilir".
Davranışlarını yöneten sonraki aşama "aracı" veya kendilik yönetici inançları içerir: "Riskli durumlara dahil olmamak en iyisi", "neye mal olursa olsun hoş olmayan durumlardan kaçınmalıyım", "eğer hoş olmayan bir şey hisseder veya düşünürsem, dikkatimi başka yöne vererek veya bir çaresine bakarak (içki veya uyuşturucu kullanarak) ondan hemen kurtulmalıyım".
Tehditler: Tehditlerin temelinde, sahtekâr olduğunun keşfedilmesi ve bir kenara itilip, küçük görüleceği veya reddedileceği senaryosu bulunur.
Strateji: Değerlendirilebilecekleri her tür durumdan kaçınmak için kullandıkları ana stratejilerdir. Böylece, tereddüt edip sosyal grupların yalanında ama dışında durmaya yatkındırlar ve kendilerinin dikkat çekmesinden kaçınırlar. Çalışma ortamlarında, yeni sorumluluklar almaktan veya iş alanında ilerleme isteğinden çekinme eğilimindedirler. Çünkü başarısız olmaktan ve diğerlerinden misilleme göreceklerinden korkarlar.
Duygulanım: Ana duygulanım, üzüntü ve anksiyetenin bileşimi olan hoşnutsuzluk (disfori) halidir. Bu duygu, yakın ilişkilerden alınabilecek nazları elde etmedeki ve başarmayla hissettikleri uzmanlık hislerindeki yetersizlikle ilgilidir. Bu hastalar sosyal ortamlar veya iş ortamlarında kendilerini tehlikeli bir duruma sokacaklarına dair bir anksiyete yaşarlar.
Hoşnutsuzluk haline olan düşük toleransları, onların utangaçlıklarının üstesinden gelmelerini ve daha etkin biçimde girişken olmalarını sağlayacak metodar geliştirmelerini engeller. Çünkü bu hastalar sürekli duygularını gözlemler ve iç gözlem yaparlar. Akut biçimde kendi anksiyete ve üzüntü duygularına yönelik hassasiyet gösterirler. İronik biçimde, acı dolu duygularına yönelik aşırı dikkatlerine rağmen, hoş olmayan düşüncelerini tanımlamaktan kaçınırlar. Bu eğilimleri de "bilişsel çekinme" olan temel stratejileriyle örtüşür. Onların hoş olmayan duygulara ve reddedilmeyle başarısız olmaya karşı hassasiyetleri tüm eylemlerini yönlendirir. Bağımlı kişinin aksine, diğerlerine yaslanarak başarısızlık korkusuyla başa çıkan çekingen kişi, düşük beklentilere sahiptir ve başarısızlık veya reddedilme-riski taşıyan her tür durumdan uzak durur.
A.T. Beck Kişisel Bozuklukların Bilişsel Terapisi Litera Yayıncılık