Davranışsal bağımlılıklar ve şiddet

Bilimsel araştırmalar alkol ve madde kullanımının şiddet ve saldırganlığın ortaya çıkışında ciddi bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.

Bağımlılık yapabilen maddeler gibi bağımlılık yapabilen davranışlar da saldırganlık ve şiddetle ilişkilidir, internetle meşgul olmayı başka sosyal aktivitelere tercih eden, ders çalışmasını aksatacak kadar internetle vakit geçiren, bir süre internete girmezse huzursuz ve sinirli hisseden kişilerde internet bağımlılığından şüphelenmek gerekir, internette fazla vakit geçiren gençlerde saldırgan davranışların daha sık görüldüğü bildirilmiştir.

Online oyunlar, çhatleşme, sosyal paylaşım, forumlar, kumar, pornografinin her biri saldırganlıkla ilişkili bulunmuştur. Online aktiviteler bazı olumsuz davranışların kişinin gözünde sıradan hale gelmesi, örnek alma, fiziksel aktivitenin kısıtlamasına bağlı deşarj eksikliği gibi pek çok nedenle, gençlerin normalde kendilerini kontrol edebilecekleri durumlarda öfkelerini dışa vurmalarını kolaylaştırmaktadır.

Araştırmalar konsol [video] oyunlarının ve bilgisayar oyunlarının saldırgan davranışı arttırdığını ortaya koymaktadır. Gençler üzeride yapılan hem deneysel hem de saha çalışmaları erkeklerde ve kızlarda şiddete dayak konsol oyunlarının saldırgan davranışı arttırmakla kalmayıp yapıcı, olumlu ve başkalarına yardımı, amaçlayan sosyal davranışları da azalttığı göstermiştir. Bu oyunların temel özelliği şiddetin pasif değil aktif olmasıdır. Örneğin bir savaş filmindeki şiddeti seyretmekten farklı olarak, bu oyunları oynarken şiddeti uygulayan konumunda olursunuz. Çünkü kazanmak için saldırmanız gerekmektedir.

Ayrıca bu oyunlarda saldırganlık ödüllendirilmektedir. Örneğin bazı oyunlarda seviye atlayabilmeniz için belli sayıda adam öldürmeniz gerekmektedir. Bunlar gencin düşünce sistemini, şiddet ve sonuçlarıyla ilgili algısını değiştirmektedir.

Bu oyunların kısa vadedeki olumsuz etkileri laboratuar deneyleriyle gösterilmiştir. Bu deneylerde oyuncuların saldırgan davranışlarla ilgili algı ve tepkileri değişmiştir. Daha önceden saldırganlığa yatkın olmayanlarda bile şiddet içeren konsol oyunlarını oynadıktan sonra saldırgan tepkiler artmıştır.

Uzmanlar uzun süre ve yoğun şekilde bu oyunlarla meşgul olmanın uzun vadede saldırgan inanç ve eğilimlerin oluşmasına ve aynı zamanda saldırgan davranışlara karşı duyarsızlaşmaya yol açacağını bildirmektedir.

Yapılan araştırmalar, bir çocuğun erken yaşta sigara kullanması halinde daha sonra alkol.

Kumar ve şiddet arasında da anlamlı bir ilişki vardır TBMM'nin "Çocuklarda ve Gençlerde Artan Şiddet Eğilimi ile Okullarda Meydana Gelen Olayların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Araştırma Komisyonu Raporu' n da gençler arasında kumar oynama %6.2 (erkeklerde %8.9 ve kızlarda %2.5) ve şans oyunu oynama %22.4 (erkeklerde %31.9 ve %9.8) oranında bildirilmiştir.

Şiddet davranışları olduğunu söyleyen gençler arasında kumar oynama bir risk etkeni olarak bulunmuştur.

Alkolsüz bira alkol bağımlıları için de iyi bir alternatif değildir. Bununla alkolden uzak durmaya çalışsalar da aslında alkolü kendilerine daha çok hatırlatmış olurlar.

Bu raporda kumar ile şans oyunları arasında bir ayırım yapılması dikkat çekicidir.

Çünkü klinik pratiğimizde en sık karşılaştığımız kumar problemi, çoğu tarafından basit bir şans oyunu sayılan ve internet üzerinden de evlerden bile kolayca ulaşılabilen ve bizzat devlet eliyle organize edilip reklamları yapılan İddia oyunudur. Basit bir merak ve heyecan olarak başlanan bu oyunlar bazıları için karşı konulmaz bir tutku halini almakta ve diğer bütün faaliyetlerin önüne geçerek ciddi bir bağımlılığa dönüşmektedir.

Özellikle gençlik döneminde başlayan sanal alem ve bilgisayar kullanımı, konsol oyunları, kumar ve onun yasal kardeşi olan şans oyunları bir anda bağımlılığa dönüşmüyor ve hiç kimse bunlara bağımlı olmak amacıyla başlamıyor.

Sıradan bir kullanımdan bağımlılığa geçiş, zaman içinde kademeli bir şekilde ve çoğu zaman inişli çıkışlı bir seyir içinde olmaktadır.

Kişi, tepki aldığında ya da isteyerek aylarca bu davranışlardan uzak durabilir ancak tekrar başladığında bir süre sonra zarar gördüğü (ama kendisine zevk veren) eski davranış biçimine geri döner. Kişiler hemen her zaman inkar içinde olurlar ve ''bağımlı olmadıklarını, o nedenle de oynamaya devam edebileceklerini" öne sürerler.

Bugün davranışsal bağımlılıkların herhangi bir farmakolojik tedavisi bulunmamaktadır. Kişinin kendisine ve ailesine verilecek psikolojik destek ve danışmanlık, davranış değişikliği için yardımcı olmaktadır.

En önemlisi, bağımlılık yapabilecek bu davranışların baştan kontrol altına alınması, yani önleyici tedbirlerdir.

Prof. Dr. İlhan YARGIÇ