Doktor Ve Hemşirelerde Bağımlılık Ve Tedavisi

nirvana psikiyatri bağımlılık

Sağlık çalışanları arasında madde kullanımı hem kendi sağlıkları açısından hem de baktıkları hastaları etkilediği için toplum sağlığı açısından önemlidir. Sağlık çalışanları arasında madde kötüye kullanımının yaygınlığı ile ilgili veriler çelişkilidir...>

Sağlık çalışanları arasında madde kullanımı hem kendi sağlıkları açısından hem de baktıkları hastaları etkilediği için toplum sağlığı açısından önemlidir. Sağlık çalışanları arasında madde kötüye kullanımının yaygınlığı ile ilgili veriler çelişkilidir. Hekimler arasında madde kötüye kullanımının yaygınlığının genel toplumla benzer ya da daha yüksek olduğu konusunda farklı bildirimler vardır.

Sağlık çalışanları arasında madde kullanımıyla ilgili genel kanaat, hekimler arasında alkol ya da madde bağımlılığı sıklığının kendi sosyoekonomik sınıflarındakinden farklı olmadığı yönündedir. Genel olarak doktorlar sigara ve yasal olmayan maddeleri (esrar, kokain, eroin vb) kendi yaş gruplarına oranla daha az; alkol, benzodiazepinler ve reçete ile satılan opiyat türevi ağrı kesicileri daha fazla kullanma eğilim indedirler. Tıp fakültesi öğrencileri alkol ve madde kötüye kullanımı bakımından diğer fakültelerin öğrencilerinden pek farklı değillerdir.

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi dönem II öğrencilerinde sigara kullanım sıklığı %27.3, alkol kullanım sıklığı %47.9 ve riskli alkol kullanımı %6.6 olarak saptanmıştır. Bu çalışmada öğrencilerin %ı ı.7'sl yasal olmayan madde kullanmayı düşünmüş, %6.7'si bir madde denemiştir. Hacettepe Üniversitesi'ne bağlı fakülte ve yüksekokullarda okuyan 3. sınıf öğrenciler i ile yapılan bir çalışmada bağımlılık yap an maddeleri kullanma oranına bakıldığında, bölümler arasında %3.2 ile en çok konservatuarda bağımlılık yapan madde kullanıldığı bildirilmiştir. Türkiye'de yapıl an bir çalışma ise tıp öğrencilerinin bağımlılığa tıbbi bir olay olarak yaklaşma eğiliminde olmadıklarını göstermiştir.

Doktor ve hemşireleri bağımlılığa götüren nedenler?

Mesleki zorluklar, enjeksiyon ve opiyat kullanımına karşı tabunun aşınması ve özellikle maddelere kolay ulaşabilmeleri sağlık çalışanlarını madde kullanımı ve dolayısıyla bağımlılığına yönlendirebilir. Sağlık çalışanları arasında bağımlılık için risk faktörleri genel toplumdakine benzerdir: Kaotik çocukluk dönemi, narsisistik kişilik özellikleri, dindarlığın az olması, günde bir paketten fazla sigara kullanıyor olma, ailede alkolizm öyküsü, düzenli alkol kullanımı, diğer psikiyatrik bozuklukların varlığı, duygusal problemler yaşama, iş ya da evde stres, macera arayışı, kendini tedavi etme çabası, kronik yorgunluk, ilaçlara ulaşabilir olma, inkâr , müsamahakâr çevre... Madde kullanımını başlatan faktörler: 1. Kronik ağrı ve hastalık, 2. Eşin ya da çocuğun ölümü gibi ailesel felaketler; 3. Bağımlı eşin varlığı olarak bildirilmiştir. Stres, aşırı iş yükü ve evlilik sorunlarının da etkili olduğu vurgulanmıştır.

Sağlık çalışanlarının tercih maddeleri

Meperidin, hidroklorid, morfin hidromorfon, hidroklorid, amfetaminler, alkol, benz odiyazepinler sağlık çalışanları arasında sık kullanılan maddelerdir. Türkiye'de sağlık çalışanları arasında petidin kötüye kullanımı ve bağımlılığı dikkat çekicidir. Benzodiyazepin ve reçeteli opiyat kullanan doktorların çoğu, bu ilaçları, reçete yazma hakkını elde ettikleri asistanlık döneminde kullanmışlardır.

Bağımlı olarak sağlık çalışanlarının saptanması

İnkâr mekanizması, eğitim ve deneyimleri sayesinde sorunu kamufle etme becerileri, madde kullanmayı mantıksallaştırıcı neden bulmadaki yetenekleri nedeniyle sağlık çalışanlarında bağımlılık tanısı koymak zordur. Genellikle sorun önce aile içinde anlaşılır ancak iş yerinde maddeye bağlı problemlerin ortaya çıkmasına kadar kendilerini idare ederler. ş yerinde çıkan sorunlar genellikle uzun süre diğer sağlık çalışanları ve hastalar tarafından örtbas edil ir. Hekim bağımlılarda madde kullanımın a bağlı gelişen problem alanlarının kronolojik sıralaması genellikle şöyledir: Aile, arkadaş çevresi, finans, ruhsal sağlık, fiziksel sağlık ve nihayet iş performansı. Bütün ciddi hastalıklarda olduğu gibi erk en tanı, tedavi için önemlidir. Bağımlılık, tipik olarak ilerleyici bir hastalıktır. Bir hekimin ya da hemşirenin henüz iş performansı bozulmamış bile olsa, alkol-madde kötüye kullanımının üzerinde durulmalı ve tedaviye yönlendirilmelidir.

Tedavinin önündeki engeller

İnkâr, bütün bağımlıların kullandığı bir savunma mekanizmasıdır. Bir problem yaşadıklarını inkâr ederler. Problemleri küçümserler, madde kullanımı dışında şeylere bağlarlar, kendilerini hep temize çıkarmaya çalışırlar, tedaviye yanaşmamak için mazeretler bulurlar. Bağımlı sağlık çalışanları da tedaviye gitmemek için çeşitli nedenler öne sürerler. Örneğin: Diğer personel tarafından tanınmak, iş yoğunluğu, tedavicilere güvensizlik vb. Bu mazeretler değerlendirmeyi yapan hekime de makul gelebilir. Ancak bu tutumun bütün bağımlılarda bulunan ortak bir özellik olduğu akılda tutularak hastaya yaklaşılmalıdır. Bağımlı bir yandan da utanç, pişmanlık ve suçluluk içindedir, inkar mekanizması bir yandan zedelenmiş olan benlik saygısını bilinç dışı bir mekanizmayla korumaya yar arken diğer yandan da bağımlılık sürecin in devamına neden olur.

Müdahale

Bağımlı olduğunun farkında olmayan ya da inkâr nedeniyle hastalığının ciddiyetini fark edemeyen ve tedaviye yanaşmayan bir sağlık çalışanına müdahale" edilmelidir. Müdahalenin amacı hasta olan sağlık çalışanının bağımlılığını fark etmesini sağlayıp tedaviye yönlendirebilmektir.

Bağımlılıktan şüphelenildiği takdirde çevredeki meslektaşlar, bir bağımlılık uzmanından da yardım alarak yapılacak müdahaleyi ayrıntılı olarak planlamalıdırlar. Müdahale polisiye bir operasyon gibi değil, sevgi ve şefkat dolu olmalıdır. Müdahale için o kişinin yakın çevresindeki önemli kişiler seçilmelidir. Bunun içinde aile üyeleri, yakın arkadaşlar, meslektaşlar ve idareciler bulunabilir. Kişiyle çatışmalı ya da onun durumuna karşı olumsuz duygular besleyen kişiler dâhil edilmemelidir. Müdahale asla bir kişi tarafından yalnız yapılmamalıdır.

Özellikle aileden birilerin in de müdahaleye dâhil edilmesi önemlidir. Aksi takdirde kişi 'iş yerinde kendisine bir haksızlık yapılıyor' şeklinde ailesini yanına alıp bir cepheleşmeye neden olabilir. Müdahaleyi yapacak olan kişiler önce kendi aralarında toplanarak müdahaleyle ilgili fikir birliğine varmalıdırlar ki sonradan farklı sesler çıkmasın. Uzmanın nezaretinde katılan her kişinin verdiği bilgiler bir bulmacanın parçaları gibi bir araya getirilir ve müdahalenin amaçları belirlenir. Her birinin müdahale sırasında söyleyecekleri önceden belirlenerek pratiği yapılır. Bağımlı olan kişiye sunulacak seçenekler ve kabul etmeme durumunda öne sürülecek yaptırımlar önceden kararlaştırılmalıdır ve tüm müdahale ekibi üyeleri tarafından üzerinde hemfikir olunmalıdır. Müdahale için rahatsız edilmeyecek bir mekân seçilmelidir.

Yapılan işin karışıklığa ya da sıkışıklığa kurban gitmemesine dikkat edilmelidir. Müdahale sırasında bağımlı kişi sakin bir ortama alınarak kendisiyle ilgili duyulan endişe şefkatli bir üslupla dile getirilmeli, alkol-madde kullanımı kötüye kullanımına bağlı olarak yaşanmış olan problemler kendisine somut bir dille anlatılmalıdır. Bu sırada aktarma bilgilerin ya da dedikoduların aktarılmasından, genellemeler yapmaktan kaçınılmalıdır. Örneğin: 'İş ark adaşların işe sürekli geç kaldığını söylüyorlar' yerine 'Son 1 aydır işe geliş saatler inin listesi şudur' ya da 'işini aksatıyorsun' yerine 'Son 1 haftadır şu saatlerde acil hasta için arandığın halde bulunamadın' denilmeli.

Müdahale için en uygun zam anlama madde kullanımına bağlı yaşan an bir problemden hemen sonradır. Müdahale tekrarlanabilir. Örneğin kişinin müdahale sırasında problemin varlığını kabul etmemesi durumunda, davranışsal bir hedef konularak (mesai saatlerine uyum ya da iş düzeni vb) bunun aksaması halinde acilen yeni bir müdahale yapılabil ir. Müdahale başarısız olursa ekibin kendi aralarında yeniden bir araya gelerek bir sonraki hareket planını yapmaları gerekir.

Tedavi ve sonrası

Resmi lisans komisyonlarına bağlı olarak bağımlı sağlık personellerinin tedavisini ve sonrasındaki gidişini takip eden bir programın olması gerekir. Bu kişiler tedavi olduktan sonra da bu komisyon tarafından denetlenir. Bunun içinde tedaviye devam ettiğine dair alacağı belgeyi belli aralıklarla komisyona sunma, zaman zaman idrar taramaları ya da antagonist ilaçların kullanımının iş yerinden komisyona rapor veren biri tarafından denetlenmesi yer alır. Sağlık çalışanları için uygulanan bağımlılık tedavisi diğer hastalarınkinden farklı değildir. Yukarıda belirtildiği şekilde takip edilen hekimlerde tedavi başarısı, diğer hastalarınkinden yüksektir.

Farklı araştırmalar %27-92 oranlarında bütün maddelerde temiz olma şeklinde düzelme bildirmektedirler. Bağımlılık tedavisi hizmetleri Türkiye'de yeterince gelişmiş olmadığı için gelişmiş ülkelerdeki gibi bağımlı sağlık çalışanlarına özel tedavi programlarının oluşturulabilmesi uzak görülmektedir. Tıp fakültelerinden başlamak üzere bağımlılık konusunda daha fazla eğitim verilmelidir. Sağlık çalışanları arasında bilincin arttırılması ve bağımlı kişilerin idare edilmesinin engellenmesiyle tedaviye daha erken yönlendirilmeleri sağlanmalıdır. Bağımlı kişilerin sağlık alanında denetim altında çalışmasına yönelik mekanizmalara işlerlik kazandırılmalıdır.

Kimlerden Şüphelenilmeli:

Bağımlı bir hekimin öz geçmişinde dikkat çekebilecek özellikler:

1. Son yıllarda çok sayıda iş değişikliği,

2. Farklı bir bölgeye ya da şehre yapılan yer değişikliği,
3. Sık hastane yatışları,

4. Karmaşık tıbbi öykü,
5. İş değiştirmeler arasında zaman boşlukları,
6. Yuvarlak bir dille yazılmış referans mektupları,
7. Hekimin eğitim kalitesiyle uyumlu olmayan işlerde çalışması,
8. Mesleki üretkenliğin azalması.

Ofiste yaşanan ve şüphe uyandırması gereken durumlar:

1. Randevuların ve ajandanın dezorganize olması ve geç kalmalar,

2. Hastalara ve personele karşı hostil ya da çekinik tutumlar,
3. Arkadan kapı kilitleme,
4. Eczacılarla aşırı yakınlık ve özel reçeteli ilaç temini,
5. Hastaların hekimle ilgili yakınmalarının başlaması,
6. İşe gelmeme ya da geç gelme. Sık hastalanma.

Hastanede yaşanan ve şüphe uyandırması gereken durumlar:
1. Vizitlerin geç yapılması, uygunsuz davranışlar,
2. Uygunsuz ilaç düzenlemeleri, yüksek doz ilaç yazımı,
3. Acil çağrılara cevap vermeme,
4. İş performansında düşme.

Popüler Psikiyatri Mart – Nisan 2006 / 02 Sayı: 30 / Prof. Dr. İlhan YARGIÇ• İstanbul Tıp Fakültesi(Çapa) Psikiyatri ABD Bağımlılık Tedavisi Programı Sorumlusu