Narsisistik kişilik bozukluğu, için anahtar kelime "kendi itibarını büyütmedir."
Kendine bakışı: Narsisistik kişilikler kendilerini neredeyse bir prens veya prenses gibi özel ve biricik olarak görürler. Sıradan insanlardan daha üstün bir konumda olmaları gerektiğine inanırlar. Kendilerini daha üstün, özel isteklerde bulunmaya ve hoşa giden muamele edilmeye hakkı olan ve diğer insanları yöneten kuralların üstünde insanlar olduklarına inanırlar.
Ötekine bakışı: Diğerlerini daha aşağı görmelerine rağmen antisosyal kişilikleri olan hastalar gibi davranmazlar. Kendilerini prestij sahibi ve ortalama bir kişiden üstün olarak değerlendirir; diğer insanları kendilerinin kölesi gibi ve potansiyel hayranı olarak görürler. Temelde kendi büyüklenmeciliklerini belgelemek ve kendi üstün konumlarını korumak için diğerlerinden onay beklerler.
İnançlar: Çekirdek narsisistik inançlar şunlardır: "Özel olduğum için, özel izinleri ayrıcalıkları ve yetkileri hakkediyorum", "ben diğerlerinden üstünüm ve onlar da bunu anlamalı", "ben kuralların dışındayım". Bu hastaların çoğu sevilmez ve çaresiz olduklarına dair gizli inançlara sahiptir. Bu inançlar önemli bir başarısızlıktan sonra ve hastaların depresyon dönemlerinde çekirdek unsurların oluşumu ile ortaya çıkar.
Koşullu inançlar: "Eğer diğerleri benim özel konumumun farkına varmazsa, cezalandırılmalılar", "eğer kendi üstün konumumu devam ettirmek istiyorsam, diğerlerinden itaatkâr olmalarını beklemeliyim". Diğer taraftan da "eğer tepede değilsem ben bir fiyaskoyum" gibi olumsuz biçimde düzenlenmiş inançlara sahiptir. Böylece önemli bir bozgun yaşadıklarında, kendilerine saygılarında felaket boyutunda bir düşüş yaşamaya yatkındırlar. Yardımcı inanç "her zaman üstünlüğünü göstermek için çabala" şeklindedir.
Strateji: Onların ana planları kendi üstün konumlarını desteklemek ve "bireysel alanını" genişletmeye yönelik aktiviteler etrafında döner. Kendi daha üstün imajlarını sürekli besleyerek; zafer, refah, önemli bir pozisyon, güç ve prestij arayışında olabilirler. Kendileriyle eşit derecede yüksek bir konu: olduklarını iddia eden diğer kişilerle yoğun bir rekabet etmeye eğilimlidirler. Ve sonunda kazanabilmek manipülatif stratejilere başvuracaklardır.
Anti sosyal kişiliğin aksine, kuralların insanları yönetti: inanan sinik görüşleri yoktur. Onlar sadece kendilerini ki lardan muaf görürler. Benzer biçimde, kendilerini toplumların üst tabakasında yer alan bir sınıfa ait görürler.
Duygulanım: Diğer insanlar onlarla uyumlu olup hayra ve saygı göstermediklerinde, buna hakları olduğuna inanlar için yaşadıkları ana duygu öfkedir. Onları bir şekilde teklerler. Bununla birlikte, stratejilerine set çekildiğinde depresyona girmeye yatkındırlar. Örneğin, psikoterapistler wall Street de çalışan, manipülasyonları keşfedildikten ve kamu önünde teşhir edildikten sonra depresyona giren birçok adamı tedavi etmişlerdir. Bu hastalar bulundukları yüksek konumdan düştükleri için her şeylerini kaybettiklerine inanmaya başlamışlardır.
A.T. Beck Kişisel Bozuklukların Bilişsel Terapisi Litera Yayıncılık