Psikoterapi çeşitleri

Çocukların ruhsal sorunlarının tedavisinde uygulanan etkili tedavi yöntemleri arasında
psikoterapiler de bulunmaktadır. Psikoterapi'nin çocuğa uygulanması, erişkin
psikoterapilerinden farklılıklar gösterir. Psikoterapi çeşitlerinin uygulamasında ortaya
çıkan farklılıklarını ve özellikleri birlikte gözden geçirelim.

Bireysel psikoterapiler
Psikoterapi çocuk ve erişkinlerde ruhsal sorunların çözümünde kullanılan oldukça önemli ve değerli bir tedavi yöntemidir. Bireysel psikoterapide kişi ile tedavi edici arasında konuşma yolu ile ilişki kurulur. Dolayısıyla bu tedavi yönteminin çocukta uygulanabilmesi için çocuğun böyle bir ilişkiyi kurabilecek yaşta olması gerekir. Daha küçük çocuklarda ise oyun resim vs ile ilişki kurulur ve tedavi bu yolla sağlanmaya çalışılır. Bireysel psikoterapi özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda kullanılabilecek bir tedavi şeklidir.


Bireysel psikoterapi haftada bir ya da daha fazla 50-60 dakikalık görüşmeler şeklinde devam eder. Uzun süre devam eden bu ilişki biçimi tedavide temel oluşturur. Bireysel psikoterapiden gerçekten yardıma ihtiyacı olduğunu düşünen, terapiye istekli ve hevesli, hekimle güven ve gizlilik esasına dayalı gerçek bir ilişki kurabilen kişiler yararlanabilir. Kişi tedavi sürecinde hekime tüm duygu ve düşüncelerini aktarır. Ancak hekim bu kişinin dert ortağı ve arkadaşı değildir. Burada hekimin amacı kişinin kendi tüm olumlu ve olumsuz yönlerini tanımasına yardımcı olarak, dış dünyadan gerçek dışı istek ve beklentilerini terk etmesini ve iç görü kazanmasını sağlam aya çalışmaktır. Bu sayede kişi, sorunun u ve bunun çözümünü kavrayacaktır. Bireysel psikoterapi uzun süre devam edebilir. Bunun için tedaviye başlamadan önce tedaviyi talep eden kişinin buna istekli ve hevesli olması gerekir. Çocuk ve ergenlerde her zaman bu istek ve hevesi görmek mümkün değildir. Psikoterapi özel bir tedavi yöntemidir ve ancak bu işte deneyimli uzman kişilerce yapılmalıdır. Yoksa çocuk ve ergen yarardan çok zarar görebilir.

Davranışçı ve bilişsel psikoterapiler
Davranışçı tedavi ile yanlış, uygunsuz davranış ve alışkanlıkların giderilmesi amaçlanır. Bunun için çeşitli davranışçı tedavi teknikleri kullanılır. Hepsinde amaç kişideki uygunsuz davranışların ortadan kaldırmaktır. Bu yöntem başlangıçta aşın korku reaksiyonlarında (fobi) başarı ile kullanılmış daha sonra saplantılar, yeme bozuklukları, gece işemeleri ve davranış bozuklukları gibi birçok alanda kullanılmaya başlanmıştır. Tüm psikoterapi yöntemlerinde olduğu gibi burada da kişi ile hekim arasındaki ilişki biçimi önem kazanır.


İlk olarak depresyon tedavisinde kullanılan bilişsel tedavi metodunda kişinin kendisi, dünyayı ve geleceği yanlış algılaması düzeltilmeye çalışılır. Bunun için kişinin bilinçli bir çaba sarf etmesi sağlanmaya çalışılır. Çocuklarda kullanımı erişkinlerdeki gibi yaygın değildir. Erişkinlerde kullanılan biçimi çocuklar ve ergenlerde uygulanabilir hale getirilmeye çalışılmaktadır.
Oyun tedavisi
Sözlü olarak ilişki kurmanın zor olduğu küçük yaştaki çocuklarda oyun en iyi ilişki biçimidir. Oyun çocuğun duygu ve düşünce dünyasında önemli bir yer işgal eder. Çocuk oyun ile duygu ve düşüncelerini dışa vurabilir. Dolayısıyla oyun çocuğun dış dünyaya açılımını sağlayan en önemli kapıdır. Tedavide oyun bir ilişki biçimi olar ak kullanılır ve çocuğun duygu ve düşünceleri öğrenilmeye çalışılır. Böylece çocuğun sıkıntıları, sorunları, istekleri ve beklentileri öğrenilebilir.
Grup tedavisi
Grup tedavisinde benzer sorunları olan aynı yaş grubundaki çocuklar bir araya getirilerek önce bir grup oluşturulur. Bu grup bir ya da daha fazla tedavi edicinin gözetiminde haftada bir iki kez toplanır. Grup genellikle 7-10 çocuktan oluşur. Çocuklar gruplarda yaşlarına göre çeşitli oyun ve etkinliklerde bulunur, birbirleriyle konuşur ve zaman zaman tartışırlar. Grup tedavisinde amaç grup içi etkileşimden yararlan arak çocukların birbirlerini ve kendilerini anlamaya çalışmasını sağlamaktır.
Aile tedavisi
Aile tedavisinde ailedeki tüm bireyler birlikte tedavi programına alınır. Burada tedaviye sadece anne ve çocuktan oluşan iki kişilik bir aile alınabileceği gibi evde yaşayan dede, nine gibi aile büyüklerinin de katılımıyla çok daha fazla sayıda bireyden oluşan geniş aileler de alınabilir. Aile bir eyleri hekimin gözetiminde toplanır ve adeta bir grup oluştururlar. Tedavide ideal olan tüm aile fertlerinin tedaviye katılmasını sağlamaktır. Çocuğun tedaviye katılıp katılmama kararını ise hekim ve çocuğun kendisi verir.
Çocuk bir sorunu nedeniyle hekime getirilmiştir; ancak bu sorunun temelinde aile içi olumsuzluklar yatıyorsa tüm aile bireylerinin tedavi içine sokulması gerekebilir. Esasen bu o kadar da kolay bir durum değ ildir. Tüm aile bireylerinin düzenli olarak tedavi seanslarına kutlamalarının pratik zorluklan olmaktadır. Dolayısıyla ideal olan tüm aile bireylerinin aktif katılımını sağlamak özellikle bizim toplumumuzda oldukça güçtür.
Aile içinde yaşanan birçok sorun su yüzüne çıkmaz ve gizli kalır. Oluşan gerginlikler, sıkıntılar genellikle ailenin en küçük ferdi olan çocuk üzerinden giderilmeye çalışılır. Aile için deki sorunların oluşturduğu bu olumsuz havadan en çok çocuk etkilenir. Sonunda problem olarak artık çocuk görülmeye başlanır. Asıl neden ve nedenler gözden kaçar. İşte aile tedavisinde bu gerçekler su yüzüne çıkar. Aile içi etkileşimin olumlu ve olumsuz yanları bireylere gösterilmeye çalışılır. Kişi duygu ve davranışlarının nedenlerini anlamaya çalışır. Böylece çocuk ailenin sorunlarını yansıtan bir ayna vazifesi görmekten kurtulmuş olur.

Eğitsel tedavi

Eğitsel tedavide amaç çocuğun belli beceri, bilgi ve görgüleri kullanmasını sağlamaktır. Bazı ruhsal sorunların çözümünde eğitsel tedavinin önemi inkar edilemez. Eğitsel tedavi bir grup içinde sürdürülebileceği gibi tedavici ve çocuğun bire bir ilişkisinin istendiği durumlarda bireysel olar ak da sürdürülebilir. Bu tedaviyi uygulayacak kişilerin özel eğitim metotlarını bilen deneyimli kişiler olmaları gerekir. Eğitsel tedavilerin sıklıkla kullanıldıkları bazı durumları inceleyelim.
Zeka geriliği: Zeka geriliğinde geriye dönüş olmaması nedeniyle üzerinde durulması gereken en önemli konu bu çocukların eğitimleridir. Ancak özel eğitim sayesinde zeka geriliği olan çocuklar a yardımcı olabiliriz. Çocuğa verilecek eğitimin düzey ve şekli zeka geriliğinin derecesine göre değişecektir. Geriliğin ağır olduğu vakalarda tuvalet ve temizlik alışkanlığından kaşık, çatal kullanabilmeyi öğretmeye kadar geniş bir yelpazede çocuğa günlük beceriler kazandırılmaya çalışılır. Orta derecede geriliği olan çocuklara özel atölyelerde basit beceriler kazandırılabilir. Bu, çocukların bir anlamda üretmeyi ve üretime katkıda bulunmayı öğrenmeleri demektir. Diğer tar aftan çocuklar için bir meşguliyet sağlanmakta ve başıboş kalmaları önlenmektedir. Geriliğin hafif olduğu durumlarda ise çocuklar özel sınıflarda kapasitelerinin elverdiği kadar eğitim almalıdırlar. Bu sınıflarda özel eğitim verebilecek öğretmenler çalışmalıdır. Zeka geriliklerinde eğitsel tedaviler zahmetli ve sabır isteyen işlerdir. Gerek öğretmenin gerekse ailenin hemen sonuç beklemesi gerçekçi ve doğru bir yaklaşım olmaz. Acilen olumlu yönde değişiklik isteyen aileler bunu göremeyince hayal kırıklığına uğrayıp eğitsel tedaviden vazgeçebilirler. Bu çocuğun geleceği için yanlış atılmış bir adımdır. Eğitsel tedavinin sonucu sabırla beklenmeli ve gelişmeler dikkatle takip edilmelidir.

Özel öğrenme güçlüğü: Öğrenme güçlüğü olan çocukların belli akademik, dil, konuşma motor beceri alanlarında çok zorlandıkları görülür. Bu çocuklara zorlandıkları alanlarda özel eğitim verilmelidir. Sınıf içinde belli becerilerde yaşıtlarından oldukça geri olan çocuklar ancak özel eğitsel tedavi programlarından yarar görürler.

Aşırı hareketlilik ve dikkat sorunu:
Dikkat sorunu olun bu çocuklarda öğrenme zorluğu da var ise ilaç tedavisi yanında özel eğitsel tedavi programına alınmaları da gerekebilir.
Konuşma bozuklukları: Kekemelik, telaffuz kusurları gibi konuşma bozuklukları olan çocuklara belli bir yaşın üzerinde ve eğitim alabilecek düzeyde iseler konuşma eğitimi verilebilir.
Davranış sorunları: Davranış sorunu olan çocuklar boşluktan kurtarılmaları ve bir meslek kazanabilmeleri amacıyla eğitimciler gözetiminde uğraşı tedavilerine alınabilirler. Özel atölye ve sınıflarda bu çocukların vakitlerini değerlendirmeleri sağlanırken aynı zamanda bir meslek öğrenmelerine de yardımcı olunur.
Hastaneye yatarak tedavi
Çok özel durumlar dışında çocuk ve ergenlerin ruhsal sorunlarının tedavisinde hastaneye yatış düşünülmez. Özellikle ağır sayılan hastalığı olan çocuk ve ergenler tedavilerinin düzenlenmesi ya da çevreye ve kendilerine verebilecekleri zararı engellemek amacıyla hastanede yatarak tedavi edilebilirler. Çocuğun tedavisi esnasında ailenin yanında kalması ve aile bireyleriyle birlikte olması doğru değilse o zaman da çocuk hastaneye yatırılarak tedavi edilir. Burada amaç çocuğun bir müddet aile bireyler inden uzak kalmasını sağlamaktır.


Diğer taraftan intihar etme riski olan çocuk ve ergenlerin tedavi edilinceye kadar hastaneye yatmaları gerekir. Maalesef şimdilik ülkemizde çocuk ve ergenler için özel yatarak tedavi birimleri yok denecek kadar azdır. Çok zorlanılan durumlarda çocuk ve ergenler erişkin hastalarla aynı ortamlarda yatarak tedavi edilmektedirler. Ancak buna, bazı sakıncalar nedeniyle çaresiz kalınan durumlarda başvurulmaktadır.

Doç. Dr. Mücahit ÖZTÜRK / Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı