Alkol Kullanımının Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğu

Olgu Sunumu: Günde Bir Duble

Bayan R. 40 yaşında, dört çocuğu olan bir işkadınıdır. Ailesinin ısrarıyla, alkolizm tedavisi için yatırılmıştır. Her gün bir duble cin içmekte ve eşiyle sık tartışmalar yaşamaktadır. Sabahleyin çok erke uyanmakta ve "yatarak, ölse herkes için ne kadar iyi olacağını" düşünmektedir. Her zaman bakımlı olması ve güzel giyindiği için ("uygun şekilde toparlanmış") kendisiyle gurur duymuştur. Ancak son zamanlarda kendisini yorgun hissetmektedir. Ne giydiği ya da nasıl göründüğüyle ilgilenmeyecek derecede morali bozuktur. Ailesi, en ufak bir sorunla karşılaştığında ya da eleştiri işittiğinde, hıçkırıklara boğulduğunu belirtmektedir.

Bayan R., 10 yıl önce, eşinin bir ilişkisi olduğunu öğrendikten sonra, yoğun şekilde içki içmeye başlamıştır. Bayan R., eşinin sadakatsizliğinin farkına vardığından beri, onu çok aşağılık biri olduğunu düşündüğünü söylemektedir. Ne var ki, eşiyle iş ortağı oldukları ve önemli kararların alınması ve onun sorumluluğunda olan işlerin halledilmesi için ona bağımlı olduğundan, evliliğini bitirememiştİr. Bayan R.’nin varlığının aile işi için vazgeçilmez olmasına karşın, o, giderek artan şekilde, güvenilmez hale gelmiş, sıklıkla işe gelmemeye ve aldığı kararlarda hata yapmaya ve olay çıkarmaya başlamıştır. Kızı, annesinin davranışlarının, tüm aileyi utandırır duruma geldiğini söyle­mektedir.

Son 2 yıl içinde sabahlan içmeye ve son olayları hatırlamamaya başlamıştır. Bir keresinde aşırı alkollü araç kullanmaktan dolayı tutuklanmıştır. Başka madde kullanmadığını söylemektedir.

İlk değerlendirmede bilişsel işlevleri normaldir. Sallanarak yürümektedir, makyaj yapmamıştır ve üzerinden sarkan bir iş kıyafeti giymiştir. Fizik muayenesinde titremesi vardır, nabzı hızlıdır, kan basıncı yüksektir ve karaciğeri büyümüştür. S GOT, SGPT ve LDH düzeyleri artmıştır.

Bayan R. ölmek istediğini, ancak intihar edecek cesareti olmadığını söyle­mektedir. Yardım almaktan utanmasına karşın, bir çok kez, kendi başına ya da iç hastalıkları hekiminin yardımıyla, içmeye son vermeyi denemiş ancak başaramamıştır. Evde olduğu zaman içeceğinden emindir; eşi ve çocuklarının kendisine yardım alması için baskı yapmalarından dolayı öfke duymaktadır. Görüşme sırasında bir çok kez ağlamaya başlamakta ve kendisini herkesin üzerinde bir yük olarak tanımlamaktadır.

Bir yıl önce, Bayan R. bağımsız alkol tedavi programına bir ay süreyle katılmış ve alkol danışmanlığı ve Adsız Alkolikler (AA) yardımıyla epey iler- leme kaydetmiştir. Ailesi, Bayan R.’nin Alkol Yoksunluğu’nun akut etki­lerinden kurtulur kurtulmaz, neşesinin düzeldiğini, daha düzgün bir görünüme kavuştuğunu ve geleceğe yönelik iyimser planlar yapmaya başladığını belirt­mektedir. İçmeyi bırakmayı, AA’ya devam etmeyi, işle bağlantısını azaltmayı ve evlilik danışmanlığından yararlanmayı, başarılı olamazsa da, eşinden boşanmayı planlamıştır. Ne yazık ki, 2 ay içinde Bayan R. eski haline dönmüştür. İş yükü olabildiğince artmış, AA toplantılarına katılmayı bırakmış, eşiyle kavga etmeye ve yoğun şekilde içmeye başlamıştır. Depressif belirtileri yeniden ve daha yoğun olarak ortaya çıkmıştır. Son 10 ay içinde umutsuzluk hissi, konsantrasyon güçlüğü, kilo alımı ve sabahları erken uyanması çoğalmıştır. Bayan R. dört kardeşin üçüncüsüdür. Ailesinde kuvvetli bir alkolizm öyküsü vardır. Babası, annesine şiddet uygulayan, bir alkoliktir. Çocukluğu boyunca, hem sevip hem küçümsediği babası tarafmdan utandırılmış ve küçük düşürülmüştür. 16 yaşında aşık olduğu şimdiki eşiyle evden kaçmış, kısa süre sonra hamile kalmıştır. Kendisine kötü ve baskıcı davranmasına karşın, evliliğe tutsak olmuş gibi hissetmiş ve üç çocuk sahibi olmuştur.

Madde Kullanımının Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğu İçin Ayırıcı Tanı Kılavuzu

Madde Kullanımının Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğu tanısının konu­labilmesi için iki koşulun karşılanması gereklidir. Hekim öncelikle duygudu­rum belirtilerine doğrudan madde kullanımının yol açtığından emin olmalı­dır. Örneğin, hekimin madde kullanımına bağlı duygudurum belirtileri oldu­ğundan şüphelendiği bir hasta değerlendirilirken, Bayan R.’nİn durumunda olduğu gibi, önce öykü, fizik muayene ve laboratuar tetkikleri ile madde kul­lanımı araştırılmalıdır. Bayan R.’nin ailesi, son zamanlarda, günde bir duble cin içmeye başladığını ve bir zamanlar alkolden arındırma programı kapsa­mında tedavi gördüğünü bildirmiştir. Ayrıca hastanın babasının da alkolizm öyküsü vardır. Hastada daha önceden bir Duygudurum Bozukluğu öyküsü yoktur: Depresyonu Madde Kötüye Kullanımı ’ndan sonra başlamıştır. Belirli bir süre, başarıyla alkolden arındırılması gerçekleştirildikten sonra, hasta ve ailesi duygudurumda düzelme olduğunu belirtmişlerdir. Eğer Bayan R.’nin depressif belirtileri alkol kullanımının öncesine denk gelseydi ya da arındır­madan bir ay sonrasında, değişiklik göstermeden sürseydi, Madde Kullanımı­nın Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğu yerine, birincil Duygudurum Bozuk- luğu’ndan şüphelenilmesi uygun olacaktı. Burada tanımlanan depressif belir­tilere benzer olanların, Bayan R.’nin karaciğer hastalığı gibi bir genel tıbbi duruma bağlı olarak gelişebilmesine karşın, Bayan R. ’nin duygudurumunda- ki değişikliğin alkol bağımlılığı ile daha yakından ilişkili olduğu görülmekte­dir. Ayrıca, manik belirtilerin daha geç başlangıçlı olması, belirtilerin nede­ninin birincil bir Duygudurum Bozukluğu’ndan çok, madde kullanımı ya da genel bir tıbbi durum olduğunu düşündürmektedir.

Bir maddenin duygudurum belirtilerinin nedeni olduğunun anlaşılmasın­dan sonra, ikinci adım bu belirtilerin (her İkisi de sıklıkla duygudurum belir­tileriyle ilişkili olan) Alkol Entoksikasyonu ya da Yoksunluğu’nda görülen­lerden daha ileri düzeyde olup olmadığını anlaşılmasıdır. Bayan R.’nin belir­tilerinin şiddetli olduğu görülmektedir: Giderek artan bir umutsuzluk, yoğun­laşma güçlüğü, kilo artışı, sabah erken saatlerde uykusuzluk ve ölüm ve inti­har düşünceleri. Alkollle ilişkili sorunları yüzünden, aile şirketinin ayrılmaz bir parçası olduğu halde, hataalr yapmaya ve güvenilirliğini yitirmeye başla­mıştır. Sosyal yönüyle ailesi ve kendisi için bir utanç haline gelmiştir. Bayan R.’nin belirtilerine bu yüzden Alkol Kullanımının Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğu tanısı verilmiş, Alkol Entoksikasyonu tanısı da buna eklenmemiş­tir.

Madde Kullanımının Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğunda Tedavinin Düzenlenmesi

Madde Kullanımının Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğu olan bir kişinin te­davisindeki ilk adım, tedavi için hastaneye yatırılmasının gerekli olup olma­dığının belirlenmesidir (örn., hekim aşağıdakilerin olup olmadığını saptama­lıdır: belirgin intihar düşüncesi, şiddetli yoksunluk belirtileri, genel bir tıbbi durumun komplikasyonları ya da başka bir durumda arındırmanın olanaksız oluşu). Belirgin duygudurum belirtilerinin varlığı yakın gözlemi, ilaç tedavi­sini ve psikolojik tedaviyi gerektirmesine karşın, tedavinin ilk basamakları genellikle Madde Kullanımı ya da Kötüye Kullanımının etkilerine yöneliktir. Alkol Kullanımın Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğu olan bir çok kişide, depressif belirtiler başarılı bir arındırmanın ardından belirgin şekilde geriler. Alkolik hastaların küçük bir kısmında olduğu gibi, Duygudurum ya da Arık- siyete Bozukluğu bir aydan uzun sürerse, psikofarmakaolojik tedavi yararlı olabilir.

Son olarak, DSM-IIFten başlayarak DSM tanı sisteminde Duygudurum Bozuklukları daha kapsamlı, Şizofreni, Şİzoaffektif Bozukluk ve öteki Psikotik Bozukluklar daha az kapsamlı hale getirilmiştir. Eğer psikotik belir­tiler yalnızca duygudurum epizodlan süresince görülürse, şiddetine, baskınlığına ve garip (bizarre) oluşuna bakılmaksızın, Duygudurum Bozukluğu tanısı konulur.