Çocuk Ve Sinema

Çocuk ve sinema konusu da günümüzde oldukça önemli ve araştırılan bir ilgi alanına dönüşmüştür. Çocuğun nasıl olup da sinema ile bir ilişki içine girdi­ği, bu ilişkiden ne sağladığı, nasıl etkilendiği, sinema izleme alışkanlıklarınız zaman içinde nasıl biçimlendiği ve beğenilerin nasıl oluştuğu konuları gündeme alınarak, çocuğun sinemaya gidişi son zamanlarda daha önemsenir hatta çeşitli ekonomik nedenlerle yüreklendirilir hale gelmiştir. Sinemanın toplumda yaygın olarak bir eğlence ve zaman geçirme biçimi olarak kabul edildiği yıllardan re- gündemde olan çocuk ve sinema ilişkisi, bugün içeriğini ve işlevini biraz dahi farklılaştırmış ve değiştirmiş bir biçimde karşımıza çıkabilmektedir. Günümüz çocuklarının sinema tutkuları farklı nedenlere dayanmakta ve daha çok tükenir olarak görülmekte iken, daha önceki nesillerde çocuk sinema ilişkisinin daha farklı anlamlandırıldığı görülür.

Geçmişte, sinemaya gitmek, ailece katılman, hatta komşularla paylaşılan bir etkinlik iken, günümüzde daha bireyselleşmiş. Hatta gerçek yaşamdan bir kaçışa dönüşmüştür. Yazlık sinemalarda arkadaşlarla birlikte geçirilen, gazozlu, çekirdekli, koltuk altına sıkıştırılıp taşman minderi sinema gecelerinin yerini bugün çoklukla televizyonun farklı kanallarındaki izlenilen filmler almıştır. Teknolojinin ilerlemesi ve sinema filmlerinin bireyselleştirilmiş bir biçimde izleyiciyi ulaştırılabilirle çabaları, evde yaratılar sinema ortamları, çocuk ve sinema ilişkisini yeniden boyutlandırmıştır. Geçti­ğimiz yıllar içinde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve geçirilen toplumsal değişimler nedeniyle, sinema salonlarının ve çevrilen filmlerin sayısal düşüşü semt ve ma­halle sinemalarının birer birer kapanışına sahne olurken, değişen film içerikleride çocukların sinemaya gidişlerini engelleyen en önemli etkenlerden biri olmuş­tur.

Sinema çocukların kendi başlarına gidebilecekleri bir ortam olmaktan uzak­laştığında ise evsel sinema ortamları olarak televizyonlar devreye girmiştir Sinema işlevinin uzunca bir süre tek ya da az kanallı televizyon programlan ile sürdürülmesinden sonra devreye giren video çılgınlığı da konunun bir başla boyutunu oluşturmaktadır. Şimdilerde çocukların gerek büyük bütçeli filmler gerekse bunların olağanüstü boyutlara varan akıl almaz reklamları ve yan ürür­leri nedeniyle sinemaya çekilmesi kaçınılmaz görülmektedir. Yine de bu tür bir katılımın oldukça sınırlı kaldığını ve televizyon, video filmlerinin yanı sıra bil­gisayar, VCD ve DVD ortamları ile yarışmak durumunda olduğunu da anım­satmak gerekiyor. Sinema-çocuk ilişkisi yönünden olumsuzluk gösteren tüm etmenlere "karşın yine de günümüzde sinema ve çocuk ilişkisinin tümüyle koptuğusöylenemez. Hem ülkemizde hem de dünya genelinde sinemanın ailece gidilen bir yer olmaktan çıkıp, belli gelir gruplarına hitap eder hale gelmesi ile sinema çocuk ilişkisi yalnızca büyük şehirlerde yaşayan çocuklarla sınırlanmıştır diyebiliriz. Bu ortamda da çocuk için sinemaya gitme eylemi, kendi kendine gerçekleştirebileceği bir eylem olmaktan çok, yine yetişkinlerin yardımı ve se­çimi ile biçimlendirilen bir eyleme dönüşmektedir.

Sinema yapıtlarının pek çoğunda çocuğun dolaylı ya da dolaysız olarak filmik temanın içinde yer aldığı görülebilir. Bu filmlerden bir kısmında çocuğun temanın ana eksenini oluşturduğu yani olayların onun çevresinde döndüğü bir önem taşıdığı görülmektedir. Buna dünya sinemasının erken ve yakın dönem eklerinden bazılarını göstermek olanağı vardır. Sezer'e göre, yalnız Ameri­kan sineması içinde değil, Avrupa'da İkinci Dünya Savaşından sonra İtalya Yeni Gerçekçiliği ve Fransız Yeni Dalga Akımı içinde çocukla ilgili temalara bir çok örnek gösterilebilir. Hindistan, Rusya ve benzeri ülkelerde de filmin çocuk sorunu üzerinde yoğunlaştığı örnekler vardır. Ancak bu örnekler, iyi ya 12 kötü değerleriyle ne ölçüde çocuğun yaratıcı bir etkinlik içinde seyir gereksinimini karşılamakta olduğu tam olarak saptanamamaktadır. Söz konusu filmler­den önemli bir çoğunluğun, çocukla ilgili sorunları ele almakla birlikte, dolaysız o.ırak çocuğa yönelik olduğu kuşkuludur. Ne "Hal ve Gidiş Sıfır", ne "400 I darbe", ne "Kaldırım Çocukları", ne "Yarın Çok Geç Olacaktır" ne "Panter Pançali" ve ne de sayıca çoğaltılabilecek diğer örnekler kanımızca çocuklar için yapılmış filmler değil, ancak yetişkinlerin belli bir seyir atmosferi içinde toplumsal sorunları irdeleyebildikleri yapıtlardır.

Kaynak Nilüfer Pembecioğlu İletişim Ve Çocuk